Bu Blogda Ara

14 Ocak 2018 Pazar

HAYATI SADELEŞTİRİN


Evinizde, ofisinizde kullanmadığınız ne kadar eşyanız var hiç düşündünüz mü? İstatistiklere göre sonra kullanırım diye saklanan eşyaların %80’i hiçbir zaman kullanılmıyor. Bu birikim de karışıklıklara ve verimsizliğe neden oluyor. Bunu fark etmiş Japonlar sadeleşmeyi hayatlarının her alanında kullanıyorlar. Peki biz nasıl sadeleşebiliriz? İşte minimalist bir yaşama kavuşmak için atılması gereken üç adım...
Minimalist yaşam: 3 adımda hayatı sadeleştirme önerileri
“Japon hayat görüşü, gereksiz olanların elenmesi ve uzaklaştırılması ile daha da büyüyen basit bir estetik algısını kucaklamaktadır.” Mimar Tadao Ando
Hayatı sadeleştirin.
Bu mottoya daha önce çok defa denk gelmiş, fark etmiş, benimsemiş, benimsemeye karar vermiş olabilirsiniz. Sadelik ve minimalizmi özümsemiş hayat stilleri ile dünya çapında ün salmış Japon Kültürü’nü yazılı ve sosyal platformlar aracılığıyla büyük bir ilgi ile takip ediyor; yazılarımda da değinmeye çalışıyorum.
Peki ama neden sadeleşmeliyiz?
Japonlar, özellikle son günlerde medyadan da takip etmiş olabileceğiniz gibi çok çalışkan ve hatta bu hususta fark etmeden ölümü bile göze alacak kadar işkolik insanlar. Bir ada ülkesi olmaları, nüfuslarının yoğunluğu dolayısıyla özellikle kalabalık olan metropol kentlerdeki yaşam alanları, ülkemizdeki standart apartman dairelerinin metrekarelerine oranla bir hayli küçük. Dolayısıyla “Atma, onlar sonra lazım olur.”, “Bunun anısı var.”, “Şu indirimdeydi, 4 tane aldım.” gibi düşünceler ile söylenmiş cümlelerin, minimal yaşamı benimsememiş olanların hayatında pek de bir karşılığı yok.
Yapılan araştırmalara göre; tabii ki alım potansiyelleri, bulundukları toplum ve dayatmaları dolayısıyla Türkiye’nin bir hayli üzerinde olan ABD’li bir birey, ömrünün ortalama bir (1) senesini kaybettiklerini aramakla geçirmekteymiş. Aynı şekilde istatistiklere göre daha sonra kullanmak üzere sakladığımız eşyaların %80 gibi bir oranını hiçbir zaman kullanmamaktaymışız. Dolayısıyla karışıklık, çokluk, ihtiyaç harici eşyalarla çevrili şekilde olmadan, daha verimli ve zaman kontrolünü elimize alabilmemizi sağlayacak aşağıdaki 3 basit adımla minimalist bir hayata geçiş sürecini başlatabilirsiniz. Bu şekilde, fazlalıklar içinde boğulmadan, daha özenle ve üzerinde düşünülerek seçilmiş eşyalar ile hem fazla tüketimden kaçınacak, doğaya ve geri dönüşüme katkı sağlayacak; hem de eşyalara ayıracağınız vakti kendi kişisel gelişim ve tecrübelerinizi arttırmak için kullanabileceksiniz.
1. öneri: Size, özel bir sevinç ve gereksinim vermeyen kıyafet, ayakkabı, çanta ve aksesuarlarınızı ayırarak başka ihtiyaç içindekilere bağışlayın. Kalan eşyaları düzenli bir şekilde katlayarak toplayın.
2. öneri: Dairenizin özellikle büyük karışıklık içinde olabilen giriş avlusunu sadece günlük kullanımdaki ihtiyaçlar için yeniden düzenleyin. Anahtar, mont, cüzdan, telefon ve ayakkabılar gibi eşyalar harici gereksiz olan her türlü eşyayı ayıklayın.
3. öneri: Dolap ve raflardaki yoğunluğu ve yığılmaları düzenleyip, geri dönüşebilecek, bağışlanabilecek veya satılabilecek ürünleri ayırın. Bunları ayırma işlemini; banyo, yatak odası, mutfak, oturma odası, çalışma odası gibi evin değişik odalarında farklı günler içinde yapabilirsiniz.