Ne kadar başarılı ya da mutlu olduğumuz IQ’ya değil de EQ’ya bağlı olduğunu son yıllarda yapılan tüm araştırmalar göstermekte. Peki nedir bu EQ denen şey? Duygusal zeka, duygusal farkındalık düzeyimiz ve duygularla başa çıkabilme becerimizdir. Ne kadar yüksekse, mutluluk ve başarı da
o kadar yakın.
Duyguları ilk öğrendiğimiz yer aile ortamı. İçinde büyüdüğümüz aile, ebeveynlerimizin yaptıkları bizlere kendimiz hakkında nasıl hissetmemiz gerektiğini, hislerimizi nasıl yorumlayacağımızı, nasıl davranacağımızı, korkularımızı ya da umutlarımızı nasıl ifade edeceğimizi öğretiyor. Bu süreçte önemli olan ebeveynlerin çocuklara neler söylediği ya da nasıl davrandığından ziyade, kendi aralarında, duygusal sıkıntılar yaşandığında, eşler arasındaki ilişkilerinde kendi duygularıyla nasıl başa çıktıkları…
Aslında herhangi bir değişiklik ya da müdahalede bulunmaksızın yaşamımıza devam ettiğimiz sürece, ebeveynlerimizden öğrendiğimiz, dolayısıyla çocuklarımıza da aktardığımız bir dizi beceri söz konusu. Farkındalık yaratacağını umduğumuz bu yazı dizisi ile, sadece çocuklarınızın duygusal zekasını yükseltmenizi değil, aynı zaman kuşaktan kuşağa aktarılacak mutluluk ve başarı öyküleri yaratmanızı umuyoruz.
Çocuklarımızın öfke ve mutsuzluklarına yönelik gösterdiğimiz tepkiler çocuklarımızın duygusal zekasını belirliyor. Duygusal zekası da, çocuklarımızın sosyal ilişkilerini, akademik başarılarını, problem çözme becerilerini ve duygusal gelişimlerini…
Duygusal Zekanın Yüksek Olması Neyi Sağlar?
- Duygusal zekası yüksek çocuklar fiziksel olarak daha sağlıklı olurlar
- Duygusal zeka yükseldikçe akademik başarı artar
- Duygusal zekası yüksek çocuklar arkadaşlarıyla daha iyi anlaşırlar, davranış problemleri azalır ve şiddete daha az eğilimli olurlar
- Duygusal zekanın yüksek olması, çocukların psikolojik açıdan daha sağlıklı olmasını sağlar
- Duygusal zekası yüksek çocuklar, aile içi kavgalardan ya da boşanmanın yıkıcı etkilerinden korunurlar
- Duygusal zekası yüksek çocuklar, ebeveynleri ile daha yakın ilişkiler kurar; ebeveynlerine daha saygılı ve samimi davranırlar
- Duygusal zekası yüksek çocuklar problem çözmede daha başarılı, stres yaratan yaşam olayları karşısında daha dayanıklıdır
- Duygusal zekası yüksek çocuklar riskli davranış ve alışkanlıklardan uzak dururlar
- Duygusal zekası yüksek çocukların ailelerine ve onların değerlerine gösterdikleri uyum çok yüksek, disipline ilişkin sorunlar yaşama olasılıkları çok düşüktür
- Duygusal zekası yüksek çocuklar daha mutlu olan, olumlu duyguları yoğun deneyimleyen çocuklardır.
- Duygularla başa çıkma konusunda çocuklarına yol göstermeyenler:
- Duyguları Yok Sayan Aileler: Çocuklarının negatif duygularını görmezden gelirler, ciddiye almazlar ve önemsizleştirirler.
- Duyguları Reddeden Aileler: çocuklarının negatif duygu ifade ettiklerinde onları eleştirirler, azarlarlar ve cezalandırırlar.
- Aşırı Hoşgörülü Aileler: çocuklarının duygularını kabul ederler, çocuklarıyla empati kurarlar. Fakat onların davranışlarını yönlendirme ve sınır koyma konusunda yetersiz kalırlar.
- Duygusal Zekayı Yükselten Aileler
- Duygu Koçluğu Yapan Aileler: Çocuklarının duygularıyla yakından ilgilenen ebeveynlere “Duygu Koçları’” diyoruz. Söz konusu ebeveynler çocuklarına hayatın iniş ve çıkışlarıyla başa çıkma stratejileri öğretirler, çocuklarının öfke, korku ya da üzüntülerini ifade etmelerine karşı çıkmazlar ve çocuklarının olumsuz duygularını görmezden gelmezler. Negatif duyguları ifade etmeyi hayatın bir parçası olarak görürler; duygusal anları kendi avantajlarına çevirip çocuklarına önemli hayat dersleri vermek ve onlarla yakınlaşmak için kullanırlar.