Bu Blogda Ara

21 Eylül 2010 Salı

İNSANLARI SEVMEKLE BAŞLAR HER ŞEY


SEVGİYLE BAKMAK HERKESE …

Birini yeterince seviyorsan, her şeyi affedebilirsin...Hatta göz her şeyi görmez olur. Gözün sevmek konusunda çok büyük taraf tuttuğunu herkes bilir. Sevdiğimiz birinin hiçbir eksiğini, hatasını görmeyiz. Ama sevmediğimiz, nefret ettiğimiz birinin her bir hareketini göz yakın takibe alır ve hiç aman vermez. En küçük bir hatayı bile abartır, büyütür ve olay haline getirip önümüze koyar.

Aslında göz , kulak, burun gibi duyu organları beynimizdeki merkeze bağlı oldukları için bir aracı olmaktan öteye gitmezler. Bütün iş beyinde bitiyor. Bu nedenle gözün getirdiği görüntüyü gören de görmeyen de beyindir. Ya da kulağın duyup duymaması…Kafamız başka yerde ise, karşımızda konuşanı hiç duymayız bile.Kulak sesleri almakta ama akıl başka yerde olduğundan dolayı merkeze gelmemektedir sesler.Bir kitabı okuduğumuzda da, göz yazıyı okur ama kafa dalgın olunca okunan yazıların hiç biri beyine gelmez ve algılama söz konusu olamaz.

Kafanın başka yerde olması en çok sevme durumlarında olur. Kafa sevgilide olunca ne gözün, ne kulağın ne de diğer duyu organlarının yapacağı bir şey vardır. “Aşkın gözü kördür” derler ya, doğrudur, üstelik eksiktir de. Aşkın kulağı da sağırdır. Seven insan hep burnunun doğrultusuna giderek kimseyi görmez, duymaz, dinlemez.

Aslına bakılırsa , abartıya kaçmamak koşuluyla bu her şeyi görmeme, duymama durumu fena bir şey değil. İnsanların yaptığı işlerde hata aramak yerine iyi yanlarını görmek güzel bir şey. Aşık olma halinden söz etmiyorum. O tam bir hastalık… Ama insanlara sevgi ile bakarak, çok ince detayları görmek yerine, onların yaptığı güzellikleri görmek en iyisi. Zaten insanları sevince, göz ister istemez güzelliklerden yana tavır alarak, bize sadece insanların güzel yönlerini gösteriyor. Toplumsal yaşamanın ve mutlu olmanın gereğidir de bu.

İnsan sevince mutlu oluyor ve diğerlerini de mutlu ediyor. Yaydığı pozitif enerji herkese olumlu etki ettiği gibi, dönüp kendini de mutlu ediyor.

Bir de tam tersi insanlar vardır. Her gördüğünde kusur arayan… Her an bir hata yapmanızı bekleyen… Sürekli tetikte olan insanlar vardır…Bütün besin kaynakları dostlarının yapacağı hatalardır. Mutluluktan uçarlar neredeyse, birinin küçük bir eksiğini, hatasını gördüklerinde. Böyle insanların yaydığı negatif enerjiden öyle sanırım ki şeytan bile olumsuz etkilenip, morali bozuluyordur. Şeytan, kendisinden bile beter olan bu insanlar yüzünden aşağılık duygusuna kapılıyordur belki de…

İnsanları sevmekle başlıyor her şey. Sevince detaylarla uğraşmaz ve bir bütün olarak o insanların yaptıklarına bakarız. Ve de hatalarını mümkün olduğu dikkate almadan, yaptıkları güzel işlerle değerlendiririz onları. İnsanları seviyorsak zaten bütün duyu organlarımız dünden hazırdır hataları ört bas etmeye.. En başta da göz... Sevince gözümüz güzellikten başka bir şey görmez olur. Aman öyle olsun. Hiç sakıncası yok bence..