Bu Blogda Ara

22 Ocak 2018 Pazartesi

İZMİR ÖDEMİŞ BİRGİ VE GÖLCÜK

Ödemiş, Ege Bölgesi’nde İzmir iline 113 km uzaklıkta bir ilçedir. Denizden yüksekliği 123 metredir. Küçük Menderes havzasının sulak ve bereketli toprakları üzerinde yer alır. Ödemiş adı 1451 yılında Otamış, 1684 yılında Ötemiş, 1820 yılında son değişikliklerle bugünkü adını almıştır. 
Ödemiş ve çevresinin tarihi çok eski uygarlıklara dayanmaktadır. Bu özellikleri belgelere dayalı olarak en iyi şekilde Ödemiş’e 9 km uzaklıkta ve Bozdağ’ın Küçük Menderes ovasına indiği güney eteklerinde yer alan Birgi kasabasında görebiliriz.


Aydınoğulları Döneminde başkent olmuş, Aydınoğlu Hızır Bey’in beylik merkezini Selçuk’a taşımasına kadar başkent işlevini sürdürmüştür. Bu nedenle Aydınoğulları ve Osmanlı dönemi eserleri çokça görülmektedir. Bunların bazıları Aydınoğulları dönemi erlerinden Ulu Camii, Aydınoğulları Türbei, Ümmü Sultan Türbesi; Osmanlı Dönemi eserlerinden İmam-ı Birgivi Medresesi, Dervişağa Camii, Çakırağa Konağı, Karaoğlu Camii’dir.

Gölcük Ödemiş’in kuzeydoğusunda 1050 metre yükseklikte bir yayladır. İsmini üstündeki gölden almaktadır. Gölün ilkçağlardaki adı Torrhebia’dır. Bu adın Tmolos ve Lydia tanrısı Tu ile bağlantılı olduğu tahmin edilmektedir. Gölcük yaylasına giden yolun güney ucu Sart harabelerinin yanından Ankara-İzmir karayoluna bağlanır. Çam ormanlarının ortasındaki gölün çevresi 6 km’dir. Bölge piknik, dinlenme ve spor kulüpleri, kamp merkezi konumundadır.
Gölcük özellikle yaz aylarında bir yayla ve mesire yeri olarak değerlendirilmektedir. Gölcük adından da anlaşılacağı gibi, yeşilliklerle çevreli küçük bir gölden ibarettir. Göl Bozdağ dağlarının alt kolu olan tepeler ortasında kalmış, zamanla yağmur ve dere sularının dolmasıyla oluşmuştur.Gölde yayın ve sazan türünde balık çeşitleri bulunmaktadır.

Ödemiş ilçesinin Gölcük yaylasında 4 hektarlık alanda kurulu piknik yeri panoramik göl manzarasına sahiptir. Günlük ziyaretçi kapasitesi 200 kişidir. Çevresinde tabiat anıtı ağaçlar vardır. Bunlardan kestane ağaçlarının altında Osmanlı şehzadelerinin ders çalıştığı rivayet edilir. WC ve piknik üniteleri vardır.






İZMİR ÖDEMİŞ BOZDAĞ

İzmir Ödemiş'in mahallesi Bozdağ , İzmir Salihli Bozdağ istikametinden 110 km yaklaşık 1 saat 30 dakikadır.İzmir Ödemiş Bozdağ istikametinden 140 km yaklaşık 1 saat 45 dakikadır.
Bozdağ, coğrafik konumu açısından çok fazla ormanlık alana sahip olması, doğal güzellikleri, Belde içerisindeki piknik ve mesire yerleri ile yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır.Hem yaz ve hem de kış sezonlarında turizme açık olan Bozdağ Kayak Merkezi 1998 yılında hizmete açılmıştır. 
Tesis tatil günlerinde 15 binin üzerinde ziyaretçiye hizmet verebilmektedir. Tesiste 3 adet kayak alanı bulunmakta olup, profesyonel ve amatör kayakçılara hitap etmektedir. 
Tesis içerisinde 60 yataklı otel, restoran, kafeterya, izleme balkonları bulunmaktadır.Bozdağ Yamaç Paraşütü için de uygun coğrafi koşullara da sahiptir. Yamaç paraşütü tutkunları özellikle bahar ve yaz aylarında beldeye yoğun ilgi göstermektedirler. 
Bozdağ , 2157 mt yüksekliğinde , 1150 mt rakımda kurulmuş 
bir yayladır.Adını Batı Anadolunun en yüksek dağlarından biri olan Bozdağlardan alır.Egenin Alpleri olarak adlarılan Bozdağlar , Küçük Menderes ile Gediz Ovaları arasında doğu-batı yönünde 170 km boyunca uzanır.
Meşe , çam ormanları içinde kurulan Bozdağ , yemyeşil doğası tertemiz havası ve su kaynakları ile yeryüzü cennetidir.Bu orman içindeki Mermeroluk mevkii ve kaynak suyu çeşmesi önemli bir rekreasyon alanıdır.Yayla yıl boyunca , dağcıların ve doğa severlerin uğrak noktasıdır.Her yıl geleneksel olarak Şubat ayında İzmir Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü tarafından Dağcılık Şenlikleri düzenlenir. 
Bozdağ’daki kayak merkezinde hem amatör hem de profesyonel kayakçılara yönelik üç adet kayak pisti ve teleferik bulunmaktadır. Yaylanın kuzey ucunda, kara yolu üzerinde Bozdağ Mahallesi’ne 4 km mesafede bulunan Kırkoluk mevki, zengin kaynak suları ile günübirlik ziyaretçileri ağırlayan bir mesire yeridir. Çevresindeki ovalara göre yaz ve kış sıcaklık değerleri düşüktür.Bozdağ Yaylası’nın güneye uzantısı Elmabağı Yaylası olarak da bilinmektedir. Halk arasında Tekke olarak anılan Elmabağı ve daha güneydeki Ovacık Mahalleleri diğer yerleşim birimleridir. Kış aylarında Bozdağ Yaylası’ndaki yerleşimlerden Birgi’ye göç gerçekleşmektedir.Bu nedenle yaylanın kış ve yaz nüfusu farklıdır.
Kent, ilk çağlarda Lidyalılar tarafından kurulmuş ve “Tmolos” olarak adlandırılmıştır. Coğrafi konumundan dolayı o dönemde karakol olarak kullanıldığı düşünülen Bozdağ, Lidyalılardan sonra Birgi ile Pers egemenliği altına girmiştir. Bozdağ, Çınarlı Park, Mermeroluk, Şelale Park, Kırk Çeşme gibi mesire ve piknik yerleriyle en büyük ilgiyi yaz mevsiminde görür. Fatih Sultan Mehmet’in, şehzadeliği döneminde Bozdağ’a gelerek, adını asırlık çınar ağaçlarından alan Çınarlı Park’ta, Hoca Molla Gürani’den ders aldığı bilinir. Ayrıca mahallede eski bir medresenin kalıntıları da bulunur.

21 Ocak 2018 Pazar

KARS'TA GEZİLECEK YERLER

1. ÇILDIR GÖLÜ
Kars'a 70 km mesafede, Çıldır Gölü, Ardahan ve Kars il sınırları içerisindedir. Göl, 123 km² alanı ile Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük tatlı su ve en büyük ikinci göldür. 
Deniz seviyesinden 1959 metre yükseklikte bulunan gölün en derin noktası 42 metredir.Kendinizi bir belgeselde yaşıyormuş gibi hissedeceğiniz, coğrafyanın, yaşam tarzlarının tanıdığınızdan çok farklı olduğu Çıldır Gölü’nde, bir eskimo gibi buzu kırarak balık tutabilirsiniz. 
Kışın 1965 metredeki Çıldır Gölü 80 cm’e kadar donarak hipnotik beyaz bir çöle dönüyor. Buz üzerinde yürürken bana mısın demiyor, sapa sağlam. Nisan’da güneşe pes edip eriyecek. Kış genelde -5 ile -25 arasında seyrediyor. Hem manzaraları, hem macerası, hem de lezzeti bu deneyimi unutulmaz bir anı yapıyor. 
İnsan kendini beyaza bürünmüş cennette zannediyor, burası benim ülkem mi diye sormadan edemiyor.Donmuş Çıldır Gölünde at kızakları ile gezmek, buz üzerinde jetski yapmak, balık avlamak, telefonla reervasyon yaptırarak Atalay’ın Yeri’nde sarı balık yemek olmazsa olmaz.
Buzun üstünde yürümek ilk başta biraz korkutuyor. Aslında buzda değil buzun üzerindeki ince kar örtüsü üzerinde yürüyorsunuz ama sonuçta altında su olduğunu bilmek sizi biraz tedirgin ediyor. Kızak sürenler ve köylüler, korkmamanızı bugüne kadar hiç suya düşen olmadığını söylüyor. Bir süre sonra alışıyorsunuz zaten. Yaklaşık 45cm buz vardı biz gittiğimizde, zaten gölde gezerken zaman zaman buz kütleleri görüyor ve kalınlığına bakarak kendinizi güvende hissediyorsunuz.
2. SARIKAMIŞ KAYAK MERKEZİ
Dağda gitmekteki amacınız kaliteli bir kayma deneyimi ise, Sarıkamış’a bayılacaksınız.Sarıkamış’ın kar kalitesi kayanları, özellikle snowboard yapanları mest ediyor.
Sarıkamış Kayak Merkezi Türkiye’de 1. derecede öncelikli 5 merkezden biri olan ve favori pistlerden Cibiltepe (Bayraktepe) Sarıçam ormanlarının arasında, mükemmel bir manzaraya sahip, toplamda 22.400 m’lik 3 etaplı pistlerden oluşmaktadır.En uzun pist 3500 metre olup 9 pist bulunmaktadır.
Buranın karını özel yapan şey sadece Alpler’de ve Sarıkamış’ta olan kristal, toz kar. Sarıkamışta kar yapışmıyor. Gerçekten pistin ortasından kayarken dahi arkanızdan beyaz bir tül gibi kar sizi takip ediyor. Buzlanma da olmuyor. Tabi bu sadece pistler için geçerli.
Oteller Bölgesi Telesiyej Dört kişilik sabit klemensli 50 sandalye 692 metre hat uzunluğu.
1.Etap Telesiyej : Dört kişilik ayrılabilen klemensli 77 sandalye 1450 metre hat uzunluğu.
2.Etap Telesiyej : Dört kişilik ayrılabilen klemensli 54 sandalye 1850 metre hat uzunluğu.
  • 3.Etap Telesiyej : Dört kişilik ayrılabilen klemensli 77 sandalye 1650 metre hat uzunluğu
    • Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Kars-Sarıkamış ilçe merkezinin güneydoğusunda yer almaktadır. Sarıkamış’ta 2634 mt yüksekliğindeki Çamurlu Dağ’dadır. Çamlar arasındaki Sarıkamış kayak merkezi; kar kalitesi açısından önem kazanmıştır.Sarıkamış’ta kayak için en uygun zaman Aralık-Mart arasıdır.Kar kalınlığı, normal kış koşullarında 1.5 metre dolayındadır.
3. ANİ HARABELERİ

Ani, Kars şehrinin güneydoğusunda, il merkezine 42 km uzaklıkta, Arpaçay boyunda bulunan ören yeri. 961-1045 yılları arasında Pakraduni Hanedanlığı'ndan Ermeni hükümdarlarının başkenti olmuştur.Ani ören yerinde Bronz ve Demir çağ yerleşimler ve Urartulu olması olası yapılar, kazılarla gün ışığına çıkmıştır.
Ani, tüccar kervanları için önemli bir köprü olmuştur ve şehir Bizans, İran, Suriye ve Orta Asya arası ticaret yollarını denetlemiştir. Tüccarlar ve esnaf, Ermenistan’ın daha eski şehirlerinden, Ermenistan’ın kırsal bölgelerinden nüfus akımı ile beraber Ani’ye toplanmıştır. 992’de Ermeni patrikliği, merkezini Ani’ye taşımıştır; 11. yüzyılın başında şehrin 12 piskoposu, 40 keşişi ve 500 rahibi olmuştur. 
Ani, 1579’da Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılır. 17. yüzyılın ortalarına kadar surların içinde küçük bir kasaba vardır, ve burayı 17. yüzyılın başında ziyaret eden bir Avrupalı gezgin, Ani ve hemen civarında 200 kilisenin varlığından bahseder. Ani’nin son gerilemesi, istedikleri gibi soyup öldüren Kürt aşiretlerinin istilası nedeniyle kırsal yörelerin halkının kaçmasıyla meydana gelmiştir. Hıristiyan olsun Müslüman olsun, yerleşik hayatın sürdürülmesi artık imkansızlaşmıştır. Kızkale’deki kilise en azından 1735’e kadar keşişlerce kullanımdaymış; demek ki, şehrin nihai ve kati terki belki de 18. yüzyılın ortalarını bulmuştur. 19. yüzyılın başında, Ani’de insan izi kalmamıştır.
Ani’yi 19. yüzyılda etkileyen en büyük olay, 1878 yılında gerçekleşmiştir. Rusya’nın Osmanlı’yı bir önceki yılki savaşta mağlup kılmasıyla, Kars bölgesi, Rus İmparatorluğu’na devredilmiştir. Rus yönetimi altında, Kürtler etkisizleştirilmiştir (ya da eşkıya yaşam tarzlarını sürdürebilmek için Osmanlı topraklarına göç etmiştir), yeni yollar yapılmış, kasabalar gelişmiş, ve bölge uygar yaşantıyı barındıracak kadar güvenli olmuştur. Neredeyse bomboş olan bu topraklara akın eden Ermeniler, Ani harabelerine ve onun korunmasına önem veren yerli halkı yeniden yaratmıştır.

kars achitecture turkey
kars-baltık-mimarı-rus-bina

DOĞU EKSPRESİ İLE KARS TURU


DOĞU EKSPRESİ YOLCULUĞU İÇİN ÖNEMLİ BİLGİLER

GÜZERGAH VE SAAT

– Ankara – Kırıkkale – Kayseri – Sivas -Erzincan – Erzurum – Kars
– Her gün Ankara’dan 17:58’da Kars’tan 08:10’de kalkıyor.
– Yolculuk 25 saat sürüyor.

VAGONLAR 
4 çeşit vagon var.
– Pulman
(Normal koltuklu vagondaki her sırada 2 çiftli, 1 tekli koltuk var,)
– Örtülü Kuşetli (Oda halinde 4 kişilik, koltuklar ranza şeklinde yatak oluyor, temiz nevresim veriliyor ve yatağınızı kendiniz yapıyorsunuz)
– Yataklı (oda halinde iki kişilik, içinde buzdolabı, masa ve lavabo var)
– Yemekli (Trenin restaurantı, menüde çorba, ızgaralar, mezeler, atıştırmalıklar, alkolsüz içecekler mevcut.)

Sıcaklık
Tren son derede sıcak,
Her oda panelden kendi ısısını belirliyor. 

Elektrik

Odada 1 adet priz var.
(Yataklı vagonda 2 priz var. Pulman’da yani koltukluda priz var.)

Yataklı vagon

Yataklı ile kuşetlinin büyüklükleri aynı ama yataklı 2 kişinin konforu için tasarlanmış. Aynı ebattaki alanda 4 yerine 2 koltuk, masa, sıcak suyu olan bir lavabo ve küçük bir buzdolabı var.  Tabi ki daha ferah ve konforlu. Valizlerle daha rahat.Kompartman ve Nevresimler
Dediğimiz gibi Doğu Ekspresi’nde emektar trenler çalışıyor. Haliyle yıpranmış görünüyor. Biz temizliğine güven olmaz diye yanımızda uyku tulumu da getirmiştik. Nitekim, kondüktörün kuşetli ve yataklı vagonlara dağıttığı nevresimler bizi pozitif yönde şaşırttı. Yıkanmış, ütülenmiş ve ardından paketlenmiş nevresimleri naylonundan çıkartana kadar ikna olmamıştık. Paketi açar açmaz odaya mis gibi deterjan kokusu doldu.Tuvaletler
Tuvaletler de temizdi. Yolun sonunda doğru hunharca kullananlar olabiliyor ama insanlara tuvalet adabı öğretmek TCDD’nin görevi değil. Tuvalet kağıdı var ama sonlara doğru kalmayabiliyor.Ancak pulman tuvaletlerinin trafiği çok daha fazla olduğu için, o tarafta biraz temizlik ve trafik sıkıntısı olablir. Kuşetli yada yataklınınkileri kullanmayı tercih edebilirsiniz.Restaurant
Ray Restaurant’ın işlettiği yemek vagonunun mutfağını da görebilme şansımız oldu. O da temizdi. Restaurantta görevli Ulaş ve arkadaşları fedakarca ve saatlerce en iyi şekilde hizmet veriyorlar.
Aç ya da tok, yemekler iyi ya da kötü, yanınızda yemek var ya da yok fark etmez. Gecelemeli bir tren yolculuğu kafeteryasında yemek yemeden bitmemeli.
– Menü
Menüde ızgaralar ve zeytinyağlılar var. Yemek kompartmanının tamamına mutfak kokusu hakim. İçki servisi yok ama bir şekilde içenler de içiyor.

– Fiyatlar:
Esnaf lokantası tarifesinden biraz pahalı gibi düşünebilirsiniz.
Kredi kartı alıyorlar ama internet çoğu yerde çekmediği için almıyorlar gibi düşünebilirsiniz.
– Duraklamalar:
Küçük istasyonlarda maximum 2-3 dakika bekliyor.Koşup dışardan birşeyler almak riskli olabilir. Büyük şehirlerde daha uzun bekliyor.
– Telefon / İnternet:
WiFi yok. Telefon yolun %90’nı boyunca çekiyor ama 3G bir var, bir yok.
KEYFİNİZ İÇİN 
  Gün batınca manzaralar kaçıyor. O yüzden en iyisi günlerin uzun olduğu, ama karların daha kalkmadığı aylarda bu yolculuğa çıkmak. Mart-Nisan gibi. Ayrıca, doğuda güneş batıda olduğundan 1 saat daha erken kararıyor. Olduğunuz yerdeki gün batımına aldanmayın. Bir yönü trenle, öbürünü uçakla yapmak isteyenler sıkça hangi yönü trenle gitmek daha doğru diye soruyor. Ankara – Kars treninde en güzel manzaralar sabah 6.30 gibi başlıyor. Yani buraları gün ışığında görme şansınız oluyor. Kars – Ankara trenindeyse buralardan hava karardıktan sonra geçiyorsunuz. Yani karanlıkta kalıyor. Ama yazın günlerin uzun olduğu Haziran ayında Kars- Ankara treninde de bu manzaraları yakalama şansınız var.
– Müziğinizi, oyununuzu, yemeğinizi, içkinizi alıp gelin. Tuvalet kağıdı da iyi bir fikir.
– En güzel manzaralar sabah erkenden başlıyor. Ama yol boyunca bol bol kar/donmuş akarsu manzarası var, bol bol fotoğraf çekin.
– Dediğimiz gibi kılıflar temiz olsa da titiz insanları yastıklar rahatsız edebilir.
– Kompartımanın tamamını tutmak isteyebilirsiniz.
– Çöpünüz için mutlaka poşet getirin. Kompartımandaki minik çöpe sığmak imkansız.
– Mümkünse dolunayda yola çıkın çünkü kışın hava 6 gibi karardığından ertesi sabaha kadar manzaralar kaçıyor. Dolunay da gece de manzara izlemek mümkün.








TATİL HERKESİN HAYALİ

TATİLİ KİM İSTEMEZ Kİ !

Yıllık Tatil Planları Şimdiden Yapılsın: 2018 Türkiye Festival Takvimi










2018 Türkiye Festival Takvimi

Ülkemizde yıl boyunca farklı konseptlere sahip birçok festival düzenlenmekte. Bu festivaller arasında hemen hemen her şehrin geleneksel kültür ve sanat festivallerinin yanı sıra, Cappadox ya da Zeytinli Rock Festivali gibi daha konseptli festivaller de düzenlenmekte ve meraklılarına hitap etmekte. Bu yazımızda bizler de yerinde duramayanlara her ay katılabileceği etkinlikleri listeledik.

Ocak - Şubat: Winterfest 2018
winterfestBol bol kar, bol bol kayak. Bu yıl yine eğlencenin kalbi Uludağ'da atacak. 31 Ocak - 4 Şubat 2018 tarihlerinde 'Bizim İçin Kış Yazdan Daha Sıcak!' sloganıyla başlayan Winterfest, 4 yıl üst üste Türkiye'nin en iyi gençlik festivali seçilerek de başarısını tescillenmiş durumda. Muhteşem bir doğada; yarışmalar, etkinlikler, dj performansları ve konserlerle sabahın ilk ışıklarına kadar sınırsız bir eğlence Uludağ'da sizi bekliyor.

Nisan: Alaçatı Ot Festivali

alaçatı ot festivali
Alaçatı Ot Festivali bu yıl 06 - 08 Nisan 2018 tarihleri arasında düzenlenecek. Dünya çapında bir turizm markası olarak kabul edilen Alaçatı, kendisi gibi markalaşmış 'Ot Festivali' ile meraklılarını ağırlıyor. Bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Alaçatı Ot Festivali birbirinden dolu festival içeriği ve yeni etkinlikleriyle her yıl olduğu gibi bu yıl da yine fark yaratacak.

Nisan: Adana Portakal Çiçeği Karnavalı

Adana portakal çiçeği
5 Nisan - 8 Nisan 2018 tarihleri arasında rengarenk kostümlerin giyildiği bir karnaval korteji, açık hava konserleri, sokak şovları, sergiler, söyleşiler, uçurtma şenliği… Bu sene bir de rekor denemesine şahitlik edecek Adana. Karnavalda, 'Toplu Gitar Çalma' dünya rekoru denemesi olacak. Ayrıca bir de 'Porta-Car' tasarım arabalar yarışına da festivalin son gününde düzenlenecek. Kısacası bu sene ekranlardan izlerken "Bizim niye böyle rengarenk, kostümlü karnavallarımız yok?" diye sormayacaksınız Adana Portakal Çiçeği Karnavalı'nı gördükten sonra.

Mayıs: HoliFest Kıbrıs

Holifest
Tüm dünyada her sene büyük bir coşkuyla kutlanan HoliFest, kapılarını 12 Mayıs Cumartesi Kıbrıs'ta açacak. HoliFest, ilk defa orijinal konseptiyle ülkemizde Nisan 2016'da 5000 kişinin katılımıyla İstanbul'da kutlanmıştı. 2016 ve 2017'de düzenlen HoliFest etkinlikleri o kadar çok ses getirdi ki, festival 2018'de İstanbul'dan sonra yavru vatan Kıbrıs'ı da coşturmaya karar verdi. 2018 HoliFest Kıbrıs'ın etkinlik alanında katılımcılar tıpkı İstanbul'da olduğu gibi Hint mutfağından değişik tatları tadacak, Hint kınası atölyelerini deneyimleyecek, Hint dans grupları ve dünyaca ünlü Hintli DJ'lerle eğlenecek, Hint giysi ve aksesuarlarının sergilendiği noktalarda Hint kültürünün tüm güzelliklerini keşfedecekler. Sıradan bir cumartesi gününüzü rengarenk bir bahar festivaline çevirecek bu organizasyon kapılarını 12 Mayıs 2018 Cumartesi günü saat 12:00'da açacak ve gece geç saatlere kadar her saat başı boyalara bulanacağınız bir eğlenceyle buluşturacak.

Haziran: Cappadox

cappadox
Türkiye'nin her yıl heyecanla beklenen festivallerinden biri olan Cappadox dördüncü kez meraklılarıyla yeniden bir araya geliyor. 14-17 Haziran 2018 tarihleri arasında Kapadokya'nın büyülü atmosferinde müzik, çağdaş sanat, gastronomi ve açık hava deneyimleriyle Cappadox bu yıl yine dopdolu geçecek. İlki 2015'de düzenlenen Cappadox, Kapadokya'nın ilham veren coğrafyasında birbiriyle iç içe geçen müzik, çağdaş sanat, gastronomi ve açık hava etkinlikleriyle tüm katılımcılarına keşfedilecek yeni deneyimler sunmak üzere yolda.

Temmuz: TrakyaFest

Trakyafest
2017'de ilki düzenlenen TrakyaFest bu sene daha dolu içeriğiyle ikinci kez müzikseverlerle buluşacak. 19 - 22 Temmuz 2018 tarihlerinde gerçekleşecek olan festivalde müzik ve hiç bitmeyecek bir eğlencenin kapıları yeniden Erikli Sahili'nde aralanacak. Müzik dünyasının önemli isimlerini ve gruplarını müzikseverlerle bir araya getirmeyi planyan festivale; ağaçların gölgesinde kurulmuş çadırlar, kesintisiz müzik, eğlence ve körfezin serin suları eşlik edecek.                      

Ağustos: KaçkarFest

kaçkarfest
Fırtına Vadisi'nde nefesleri tutmayacağınız bir festival KaçkarFest. Çadırını kapan geliyor ve 3 gün 3 gece bu eşsiz deneyimi yaşıyor. Karadeniz'in büyülü patikaları ve rotalarında gerçekleşen etkinlikte; orman rüyaları, yayla masalları, hırçınca akan dereler, gizli saklı bir köşe kalmış şelaleler, bulutun sevdalısı, dumanın hülyalısı ve daha nicesi. Rafting, zipline, oyunlar, horon öğretisi, sabah yogası… Kamp ateşini yeniden yakmak için, hayde! :)

Ağustos: Zeytinli Rock Festivali

Zeytinli rock festivali
Efsane festival Zeytinli Rock Festivali 29-30-31 Ağustos - 1-2 Eylül 2018'de yeniden müzik tutkunlarını bir araya getiriyor. %100 müzik %100 eğlence burada yaşanacak. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük yerli müzik festivali unvanını elinde tutan festival aynı zamanda Türk rock müziğinin geçit töreni. Unutmadan aldığımız bir duyuma göre Zeytinli Rock Festivali 2018'de efsane bir organizasyona imza atacak!

Eylül: Bozcaada Bağbozumu Festivali

Bozcaada bağbozumu festivali
Sakin, doğal, huzur dolu… saymakla bitmez özelliklere sahip Bozcaada yurdumuzun en nadide adalarından da biri. Bozcaada'da her yıl düzenlenen Bağbozumu Festivali'ne bir kez katılan bir daha katılmak için günleri sayar katılamayanlar ise bin pişman olur. Etkinlik 2 gün boyunca konserler ve yarışmalarla dolu dolu geçmekte. Bozcaadalı şarap üreticilerinin her biri kendi bağlarında düzenledikleri sembolik bağbozumları ile başlayan festival, ziyaretçilerin bağ işçileriyle birlikte traktörlere binip bağlara üzüm toplamaya gitmesiyle devam ediyor. Üzümler eski dönemlerde olduğu gibi eşek sırtında, at arabasıyla, traktörlerle ya da pırpır eşliğinde tören alanına getiriliyor ve festival eğlencesi tüm coşkusuyla devam ediyor!

Ekim: Bodrum Cup

Bodrum cup
Bu yıl 22 - 27 Ekim 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Bodrum Cup Avrupa'nın en büyük yelken yarışlarından biri olarak bilinmekte. 1 hafta boyunca süren yelken yarışlarının yanı sıra konserler, sergiler, yemek yarışmaları, söyleşiler ve birçok etkinliğe sahne oluyor, Bodrum Cup. Ayrıca on binlerce denizcinin yelkenleriyle sanki yaza veda edercesine yelkenlerini rüzgarda dalgalandırmasına Palmarina'da tanık oluyorsunuz.

Kaynak: www.neredekal.com/sevgi ozdil
Kaynak : KALEIDOSCOPE
Yazı için CİHAT TAŞKIN'A teşekkür ederiz.

14 Ocak 2018 Pazar

HAYATI SADELEŞTİRİN


Evinizde, ofisinizde kullanmadığınız ne kadar eşyanız var hiç düşündünüz mü? İstatistiklere göre sonra kullanırım diye saklanan eşyaların %80’i hiçbir zaman kullanılmıyor. Bu birikim de karışıklıklara ve verimsizliğe neden oluyor. Bunu fark etmiş Japonlar sadeleşmeyi hayatlarının her alanında kullanıyorlar. Peki biz nasıl sadeleşebiliriz? İşte minimalist bir yaşama kavuşmak için atılması gereken üç adım...
Minimalist yaşam: 3 adımda hayatı sadeleştirme önerileri
“Japon hayat görüşü, gereksiz olanların elenmesi ve uzaklaştırılması ile daha da büyüyen basit bir estetik algısını kucaklamaktadır.” Mimar Tadao Ando
Hayatı sadeleştirin.
Bu mottoya daha önce çok defa denk gelmiş, fark etmiş, benimsemiş, benimsemeye karar vermiş olabilirsiniz. Sadelik ve minimalizmi özümsemiş hayat stilleri ile dünya çapında ün salmış Japon Kültürü’nü yazılı ve sosyal platformlar aracılığıyla büyük bir ilgi ile takip ediyor; yazılarımda da değinmeye çalışıyorum.
Peki ama neden sadeleşmeliyiz?
Japonlar, özellikle son günlerde medyadan da takip etmiş olabileceğiniz gibi çok çalışkan ve hatta bu hususta fark etmeden ölümü bile göze alacak kadar işkolik insanlar. Bir ada ülkesi olmaları, nüfuslarının yoğunluğu dolayısıyla özellikle kalabalık olan metropol kentlerdeki yaşam alanları, ülkemizdeki standart apartman dairelerinin metrekarelerine oranla bir hayli küçük. Dolayısıyla “Atma, onlar sonra lazım olur.”, “Bunun anısı var.”, “Şu indirimdeydi, 4 tane aldım.” gibi düşünceler ile söylenmiş cümlelerin, minimal yaşamı benimsememiş olanların hayatında pek de bir karşılığı yok.
Yapılan araştırmalara göre; tabii ki alım potansiyelleri, bulundukları toplum ve dayatmaları dolayısıyla Türkiye’nin bir hayli üzerinde olan ABD’li bir birey, ömrünün ortalama bir (1) senesini kaybettiklerini aramakla geçirmekteymiş. Aynı şekilde istatistiklere göre daha sonra kullanmak üzere sakladığımız eşyaların %80 gibi bir oranını hiçbir zaman kullanmamaktaymışız. Dolayısıyla karışıklık, çokluk, ihtiyaç harici eşyalarla çevrili şekilde olmadan, daha verimli ve zaman kontrolünü elimize alabilmemizi sağlayacak aşağıdaki 3 basit adımla minimalist bir hayata geçiş sürecini başlatabilirsiniz. Bu şekilde, fazlalıklar içinde boğulmadan, daha özenle ve üzerinde düşünülerek seçilmiş eşyalar ile hem fazla tüketimden kaçınacak, doğaya ve geri dönüşüme katkı sağlayacak; hem de eşyalara ayıracağınız vakti kendi kişisel gelişim ve tecrübelerinizi arttırmak için kullanabileceksiniz.
1. öneri: Size, özel bir sevinç ve gereksinim vermeyen kıyafet, ayakkabı, çanta ve aksesuarlarınızı ayırarak başka ihtiyaç içindekilere bağışlayın. Kalan eşyaları düzenli bir şekilde katlayarak toplayın.
2. öneri: Dairenizin özellikle büyük karışıklık içinde olabilen giriş avlusunu sadece günlük kullanımdaki ihtiyaçlar için yeniden düzenleyin. Anahtar, mont, cüzdan, telefon ve ayakkabılar gibi eşyalar harici gereksiz olan her türlü eşyayı ayıklayın.
3. öneri: Dolap ve raflardaki yoğunluğu ve yığılmaları düzenleyip, geri dönüşebilecek, bağışlanabilecek veya satılabilecek ürünleri ayırın. Bunları ayırma işlemini; banyo, yatak odası, mutfak, oturma odası, çalışma odası gibi evin değişik odalarında farklı günler içinde yapabilirsiniz.