Bu Blogda Ara
11 Eylül 2011 Pazar
MANTIK MI , İÇGÜDÜLER Mİ ?
Karar verme sürecinde yaşanan en büyük gerilim mantığın yoksa içgüdülerin mi sesini dinlemektir. Üstelik bu gerilim çoğu zaman yanlış karar vermemize neden olur. Oysa hangi durumlarda içgülerin, hangi durumlarda mantığın sesini dinlemenin doğru olduğunu bilirseniz doğru kararı vermek çok daha kolay olur...
İÇGÜDÜLERİNİZE GÜVENMEYİ ÖĞRENMEK DAHA SAĞLAM KARARLAR DEMEK. BAZEN.
Biliyorsunuz işte. İçinizden bir ses seçiminizin doğru olacağını söylüyor. Mantığınızsa sizi başka yöne çekiyor. Sonra gerginleşiyorsunuz çünkü iç sesi mi yoksa mantığınızı mı düşünmeniz gerektiğini bilemiyorsunuz.
İçgüdülerimize güvenmeyi öğrenmek, hayatta doğru seçimleri yapmamıza etki ediyor. Üstelik hafıza üzerine yapılan araştırmalarda içgüdülerin "şanslı bir seçim" yapmaktan çok öte bir durum olduğunu kanıtlıyor. Araştırmalar, karar alırken sadece mantıksal seçimler yerine içgüdülerimize de danışmanın önemli olduğunu savunuyor.
Peki, içgüdü dediğimiz şey nedir?
İçgüdü dediğimiz şey gerçekte beynin "otomatik" olarak hareket etmesi, yani, bilinç dışından (nonconscious) çektiği bilgilerle hareket etme hali. Bilinç dışında hareket etme hali kompleks karar alma süreçlerinde karşımıza çıkıyor. İçgüdülerimiz, geçmiş deneyimlerimiz ve bilgilerimizin derlemesidir. Içgüdülerle hareket etmek bilinçsiz hareket etmek anlamına gelmiyor. Aksine, içgüdüsel hareket etmek bilinç üzerine henüz çıkmamış bilgi ve tecrübelere dayanarak seçim yapmak anlamına geliyor. Her kararı içgüdülerle almak doğru olmasa da içgüdülerimize güvenmeyi öğrenmek hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştırıyor.
İçgüdülerimiz bizi ne zaman yanıltıyor olabilir?
Cornell University profesörlerinden Tom Gilovich, içgüdülerimizin delil içerisinde ki kusurları yakalamakta pek iyi olmadığını söylüyor.
Içgüdüsel karar alma süreçlerinde hatalı, yetersiz, vb bilgilerle karşılaşıldığında geçmiş deneyimlere başvurur beynimiz ve içgüdülerimiz birşeylerin pek de doğru olmadığının sinyalini verir.
İçgüdüler geçmişten bilgiyi çektiğinden eğer yetersiz bilgi ve dayanak doğrultusunda içgüdülerinizi dinliyorsanız, gelecekteki imkanları kaybedebilirsiniz.
Önyargılarımıza yenik düşebiliriz. İçgüdülerimizi duygularımız hareket ettirir. Bu yüzden bazen gerçekliği olan konuları dahi önyargılarımız yüzünden göz ardı edebiliriz.
Bir konuda uzman olmanız ve içgüdülerinizin kuvvetli olması bazen kendinize olan özgüvenin tavan yapmasına neden olur. Fazla pozitif düşünmenin kurbanı olabilirsiniz.
İçgüdüsel karar alma öğrenilebilir mi?
MIT ve Marine Corps uzmanları öğrenilebilir diyor. Ben de içgüdüsel olarak buna inanıyorum!
Nasıl diye soracak olursanız, uzmanlar birkaç öneride bulunuyor. İşte size 5 öneri:
Iyi dinlemek-Durumsal bilginin elde edilmesine faydası olduğundan düşünce modellerinin iyi şekillenmesine neden olur.
Kararı uygulamadan önce üzerinde tekrar düşünmek-Bu süreç duyguların algılarınızı nasıl etkilediğini gözlemlemenize yardımcı olacaktır.
İnançlarınızı gözden geçirin- Verilere dayalı inançlarınız mı var yoksa kendi kurgularınıza dayalı inançlarla mı hareket ediyorsunuz, düşünün.
Deneyimlerinizi artırın-Modellemeler deneyimlerden elde edilir. Bu yüzden hayat tecrübelerinizi artırmaya ve çeşitlendirmeye bakın.
Duygularınızı tanımlamaya ve anlamaya gayret edin-Duygular önceki deneyimlerimize işaret eder. Hissettiklerinizin ne anlama geldiğini farketmek ve bu hislerin ne kadar güvenilir olduğunu anlamak ileriye dönük içgüdülerimizi daha kuvvetlendirir.