Bu Blogda Ara

26 Ocak 2018 Cuma

İZMİR KEMALPAŞA KIMIZ ÇİFTLİĞİ


İzmir’e sadece yarım saat mesafede. İzmir-Ankara yolundan devam ederken Kemalpaşa ayrımından sağa kıvrılıyor ve Torbalı-Selçuk istikametine doğru geçtikten yaklaşık 4 km sonra, yine sağdaki toprak yoldan 800 metre daha içeri girip Kazak Vadisi-Kımız Çiftliği’ne ulaşılıyor.Çiftlik, Nif Dağı’nın eteklerinde zeytin, çam ve çok çeşitli meyve ağaçlarından oluşan yemyeşil bir ormanın yanı başındadır.
Çiftliğin web sitesinde Şirzat Doğru’nun ağzından yazılmış. Şirzat Doğru, Doğu Türkistan işgal edildikten sonra, yurdundan ayrılmak zorunda kalan bir Kazak Türk’ü. “Büyük Kazak Göçü” denilen yürüyüşleri 1949 yılında başlamış ve iki yıl sürmüş. Taklamakan Çölü’nü ve Himalaya’ları aşarak Hindistan’a ulaşmışlar; 1954 yılında da Türkiye’ye gelmişler. Türkiye’de çok sıcak karşılanmışlar ve Şirzat Doğru da bir vefa borcu olarak, unutulmaya yüz tutmuş iki ata kültürünü, Türk halkına tekrar kazandırmak istemiştir.
Şirzat Bey, ata içeceği kımız ve tüm Türk boylarının doğup büyüdüğü Otağ, yani “Yurt.”  kurmak amacıyla; 1987 yılında Altay Dağları’nı andıran bu vadiyi satın almış. İlk olarak da, iç motifleri Türkistan’dan davet edilen ünlü Kazak ressam Aman Abzalbek tarafından çizilen bir Otağ inşa etmiş. Otağ’ın kendine özgü bir oturma düzeni olurmuş. Otağ töresini bilen kişiler, içeri girdiklerinde yaş ve mevkilerine göre, oturmaları gereken yerlere otururlarmış. Kazak Vadisi’ndeki Otağ, çok büyülü bir mekan. Göz atmadan sakın geçmeyin. Ayrıca milli giysileriyle at üzerinde gezen gençlerin oluşturduğu Kazakistan manzarası ve çiftliğin sahibinin de bir Kazak Türk’ü olması sebebiyle, Türk basını buraya “Mini Kazakistan” ve “Kazak Vadisi” isimlerini koymuş.
OTAĞ: Çiftlikte, turistik amaçlı ve sabit olarak düşünüldüğü için betonarme inşa edilen bir“otağ” da bulunmaktadır. (Otağ Orijinalinde kıl ya da keçe çadırdır). Tamamen Kazakistan Türkleri’nin yerel özelliklerine göre düzenlenmiş Otağın içinde. Kazak kıyafetleri içindeki personel tarafından, yöresel el sanatı ürünlerinin tanıtımı ve satışı yapılmaktadır. ORTA ASYA LOKANTASI: Geleneksel Orta Asya mutfağı yemeklerinin servis edildiği bu lokantada; Kazak, Özbek ve Kırgız Türkleri mutfağından seçme yemekler bulmak mümkündür. Bunlar arasında en önemlileri; Özbek pilavı, bavursak, kaz sucuğu, dana etli sebze, kavurdak, şaşlık, buharda pişmiş mantı, kömürde tavuk budu, çiğ börek, kespe köje çorbasıdır.Çiftlikte; özel olarak beslenen koyun ve keçilerin sütünden üretilen leziz yoğurt ve peynirler de alıcıları için satışa sunulmaktadır.
ATLAR: Orta Asya Türk kültürü içinde en baskın motif olan atlar, Kazak Vadisi’nin olmazsa olmazlarındandır. Çiftlikte, sadece Orta Asya atları değil, Avusturya orijinli Haiflinger cinsi oldukça uysal ve bol süt veren safkan kısraklar da yetiştirilmektedir. Kımız Çiftliği’ne giden yola saptığınızda, solda havalı yeleleriyle atları görebilirsiniz. Burada, sakin huylu olmalarıyla ünlü ve binek olarak yetiştirilen Haflinger tayları var.  Kımız Çiftliği’nin ziyaretçileri, ücreti karşılığı, isterlerse at binebilme imkanına da sahip oluyorlar. Manejde binilebildiği gibi, geniş çiftlik arazisinde ve ormanda da rehber eşliğinde ata binilebilmektedir.At binmekten ürken ziyaretçiler ise; binlerce gelincik, papatya ve çeşitli çiçeklerle, yemyeşil çim ve ağaçlarla bezeli orman içerisinde, doğa yürüyüşleri yapabilmektedirler.
KIMIZ ÜRETME ÜNİTESİ: Bu Orta Asya köşesinin tartışmasız en orijinal figürü, çiftliğe adını da veren, Türklerin en eski milli içkisi at sütünden yapılan “kımız”dır. Kımız, sulu ayran kıvamında, mayalı ve hafif alkollü bir içki olup, tadı Kafkas Türkleri’nin mucizevi bir diğer içeceği kefiri andırır. Kımızın, sağlığa faydalı yönleri, bilimsel yayınlara geçmiş. En iyi kımız, en az iki defa yavrulamış kısrağın sütünden elde edilebiliyor. Kazak Vadisi-Kımız Çiftliği’nde bulunan Alaş Kımız Üretme Ünitesi, Türkiye’nin ilk ve tek kımız imalatı yapan birimidir.Bu çiftlikte üretilmekte olan kımız; istek üzerine 200cc cam şişelerde veya yarım litrelik plastik şişelerde özel ambalajında, en az 4 litre olarak kargo ile gönderilmektedir.Kemalpaşa’daki Alaş Kımız Çiftliği, kış sezonunda sadece hafta sonları açık. Nisan ayından Ekim’e kadar ise her gün açıktır.


















25 Ocak 2018 Perşembe

İZMİR TORBALI TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK OTOMOBİL MÜZESİ

1886 YILINDA ÜRETİLEN İLK OTOMOBİLDEN BUGÜNE OTOMOBİL DÜNYASININ 100 YILI AŞKIN GÖRKEMLİ HİKAYESİNİ ANLATAN 130 OTOMOBİL...İzmir'in Torbalı ilçesindeki Müze, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na 30 km uzaklıkta , İzmir’den ise 30-35 dakikada ulaşılabilmesi mümkün. İzmir/Torbalı sanayi bölgesinde yer alan, fabrika görünümlü harika koleksiyona en kolay ulaşım yöntemi özel araç ya da taksidir.

7000 metrekare alan üzerine kurulu olan Key Museum'un ana koleksiyonunu 130 adet klasik otomobil ve 40 adet klasik motosiklet oluşturuyor. Bunların dışında müzede, 2550 adet model otomobil, 300 adet otomobil maskotu(kaput amblemi), otomobil temalı eşarp ve 1900lü yılların başından 1960'lı yıllara kadar toplanmış orijinal ekipmanlar ile oluşturulmuş bir Shell Benzin istasyonu bulunuyor. Ayrıca müzenin içerisinde bir kafe yer alıyor.
İzmir’in Torbalı ilçesinde bulunan, Türkiye’nin en büyük klasik otomobil müzesi olan Key Museum, klasik araba tutkunlarının buluşma adresi olarak büyük bir ilgi görmekte. Müzedeki arabalar, geçmişe yolculuk yapmak isteyen ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Müzede bulunan koleksiyon, otomobil tutkunları ile buluşurken Ege Bölgesi’nin turizm potansiyelini de artırarak bölgeye de büyük katkılar sağlıyor.
Müzede MINI, BMW, Mercedes Benz, Cadillac, Ford ve Porsche markalarının da bulunduğu toplamda 130 otomobil, 40 motosiklet ve 2 bin 550 model amblemi ile 3000 adet maket otomobil, otomobil temalı eşarp koleksiyonu , maskotlar, traktörler 1950’li yıllara ait Shell benzin istasyonu, 1900’lü yılların başından 1960’lara kadar gelen benzin pompaları ve aksesuarlarını  yılların emek ve gayreti ile titizlik ile bir araya getirildiği aşikar.
Koleksiyonun en dikkat çekici parçalarından olan, 1966 yılında çekilen Batman filmindekiBatmobile” ve “Batcycle” da Key Museum da yerini almış bir vaziyette otomobil tutkunlarının ziyaretlerini bekliyor.
KEY Museum, pazartesi ve salı hariç olmak üzere haftanın beş günü saat 10.00 ile 17.00 arasında açık. Tam biletin 20 TL, indirimli biletin 10 TL'den ( öğrenci, öğretmen ve 65 yaş üstü) satıldığı müzeye engelliler ve her engelliye refakat eden bir kişi, 6 yaşından küçük çocuklar ücretsiz geziyor.








İZMİR SELÇUK ŞİRİNCE

İzmir Şirince Selçuk merkeze yaklaşık 10 km uzaklıkta yer alan bir köydür. Efes’in terk edilmesinden sonra 15.yy civarında yerleşim görmeye başlamıştır. Mevcut yapılar 19.yy’la tarihlenir.Eski bir Ortodoks köyü olduğu zamanlardaki ismi Çirkince’dir. Sakinlerinin bu ismi, yabancıların rahatsız etmemesi ve köylerinin güzelliğinin bozulmamasını istedikleri için verdiği söylenmektedir. Şirince ismi dönemin Valisi Kazım Dirik tarafından köyün güzelliği göz önüne alınarak verilmiştir. Şirince Köyü, dağın tepesinde konumlandığı için ziyaretçilerine çok hoş bağ ve şeftali bahçesi görünümü sunmaktadır.
Bugün köy Türk-Yunan kültürünün mükemmel bir sentezi durumundadır. Kurtuluş Savaşı’ndan önce köyde Rumlar yaşamakta iken, savaş sonrasında iki ülke arasında yaşanan mübadele anlaşmasına göre bölgeye Yunanistan’da yaşayan Türkler yerleştirilmiş. Şirince’de yaşayan Rumlar ise Yunanistan’a göç etmek zorunda kalmıştır. Köyün yeni sakinleri tipik Rum evlerinin özelliğini korumuşlardır. En güzel örnekler ziyarete açıktır. Bahçesinde çok iyi restore edilmiş Ortodoks Rum Kilisesi yer alan konut da bunlardan biridir. Şirince’nin uluslararası ününün artmasına ve turist akınına neden olan Maya Takvimi’ne göre 21 Aralık 2012’de kopacağı iddia edilen kıyamet söylentisidir. Şirince’nin pozitif enerjinin merkezi olarak kıyametten zarar görmeyeceği iddia edilmiştir. Şirince turizmle gelişen bir yer olmakla birlikte, özgünlüğünü ve isminin anlamını korumaya devam etmektedir.
Şirince Köyü’nün meydanındaki çarşı, günün hemen her saati kalabalık bir misafir topluluğunu ağırlıyor. Köylü kadınların hünerli ellerinden çıkan dantel ve örgü ürünlerin yanında, ev yapımı sabunlar, zeytinyağları, doğal sebze ve meyveler, ayrıca birçok hediyelik eşya seçeneğini bir arada sunan çarşı, yörenin en popüler gezinti mekanı. Çarşı girişinden başlayarak Şirince’nin dört bir yanında görebileceğiniz restoranlar da hem dinlenmek hem de başta gözleme olmak üzere yerel lezzetleri tatmak için en iyi mola yerleri. Gezintinizin durakları arasında ilk sırayı şüphesiz köyün adıyla özdeşleşen ev yapımı şarapların satıldığı şarap evleri alıyor. Karaduttan böğürtlene, kavundan çileğe ve mandalinaya kadar birçok meyve özüyle vitrinleri süsleyen şaraplar, tadım etkinlikleriyle önce damaklara, ardından da beğeniye göre satılarak dünyanın dört bir yanına ulaşıyor.
Keşfetmeyi sevenlerdenseniz, kalabalığı ardınızda bırakarak köyün taş sokaklarını adımlamanız yeterli. Zira Şirince’de gördüğünüz her sokak, yepyeni güzelliklerle karşılıyor sizi. Bunlardan ilki St. Jean Kilisesi. Yorgun yüzüyle selamlasa da konuklarını, zamanın bir yerinden “Ben de varım” der gibi duruyor ayakta. Kilisenin bahçesindeki küçük havuz çevrenin ilgi çeken detaylarından. Atılan bozuk paralar havuzun içindeki küçük delikten içeri girerse tutulan dileklerin gerçek olacağı inancı, tüm konukların tatlı rekabetine yol açıyor. Siz de bir dilek tutup suyun derinliklerine bırakın umutla; ardından kilisenin bahçesinde camı sanata dönüştüren ustayı izleyerek modern zamanlara dönün ve çayınızı yudumlayın Şirince’nin büyülü manzarasında.









24 Ocak 2018 Çarşamba

İZMİR SELÇUK EFES & MERYEM ANA EVİ

İzmir'in ilçesi Selçuk, İzmir'e 82 km olup, nüfusu 36.000 dir.
Bölgede ekonomik hayatın tarihi Milattan önceki dönemlere kadar uzanmaktadır. Bilindiği gibi Antik Efes Kenti deniz kenarında kurulu ve nüfusu 250.000'i aşan bir ticaret merkeziydi. Zamanla Küçük Menderes nehrinin dolması ve oluşan bataklıklar nedeniyle malarya salgınları kentin vasfının kaybolmasına neden olmuştur.Cumhuriyetten sonra Küçük Menderes ovasının ziraata açılması için teknik çalışmalar 1937 yılında başlamış, bu tarihten sonra bölgede tarım hayatı ve tarımsal faaliyetler gelişme göstermiştir.
İlçemizin tarihi, doğal ve sahip olduğu değerler itibari ile  büyük  bir turizm potansiyeline sahiptir.Hristiyanlık aleminin hac yeri olarak ilan edilen Meryemana Evi, dünyanın en büyük açık hava müzesi Efes Antik Kenti, dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Mabedi, H.İsa’nın havarilerinden St:Jean adına yapılan Kilise ve mezar, 431 yılı Konsül Toplantısı’ nın yapıldığı Meryemana adına yapılan ilk kilise olan Meryemana Kilisesi, Yedi Uyuyanlar Mağarası, Selçuk Kalesi, Su Kemerleri, Aydınoğlu Beyliği, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde yapılan başta İsa Bey Camii olmak üzere yüzlerce muhteşem Türk sanat eserleri, Belvi Beldesinde bulunan Keçi Kalesi, Belevi Mozolesi, Selçuk Efes Müzesi, Çamlık Lokomotif Müzesi, Anadolu Yaşam Müzesi (Maket Köy), geleneksel mimari yapısını en iyi şekilde koruyan ve yaşatan, otantik yapısı ve yaşantısıyla, köye has şarabı ve yemekleriyle ziyaretçilerini kendisine hayran bırakan Şirince Köyü yerli ve yabancı turistlerin ilçemizi ziyaret sebepleri olmaktadır. Ilıman iklimi ayrıca Ege Denizi sahilinde yer alması, deniz turizmini de giderek artırmaktadır.
Görülmesi Gereken Efes Antik Kenti Yapıları:
Magnesia Kapısı, Doğu Gymnasionu ve Devlet Agorası Hamamları, Yukarı Agora (Devlet Agorası) ve Bazilika, Odeon Prytaneion - Prytaneion (Belediye Sarayı)Domitianus Tapınağı, Pollio Çeşmesi, Memmius Anıtı, Herakles Kapısı, Kuretler Caddesi, Skolastika Hamamları, LatrinaTraian Çeşmesi, Yamaç Evler, Varius Hamamları, Hadrianus Tapınağı (Hadrian Tapınağı) Umumi Tuvalet (Latrina) Aşk Evi, Alytarkhus Stoası, Oktagon, Heroon, Mermer Cadde, Celcus Kütüphanesi, Mazeus, Mithridates Kapısı, Tetragonos, Agora (Ticaret Agorası) Mermer Cadde, Büyük Tiyatro, Liman Caddesi (Arcadiane)(Arkadiane Caddesi)Tiyatro Gymnasionu, Liman Hamamı (Liman Gymnasiumu ve Hamamları) Meryem Kilisesi, Çifte Kiliseleri (Konsül Kilisesi) Saray Yapısı, Stadyum Caddesi (Stadyum ve Gymnasium)Artemis Tapınağı, Vedius Gymnasiumu, Yedi Uyuyanlar, ST.Jean Kilisesi, İsa Bey Camii, Ayasuluk Kalesi.
Selçuk’a 9 km. uzaklıktaki Meryemana Evi, Bülbül Dağı’nın üzerinde bulunmaktadır. İsa’nın ölümünden 4 ya da 6 yıl sonra, St. John’ın Meryem Ana’yı Efes’e getirdiği bilinmektedir. 1891 yılında Lazarist papazlar, Alman rahibe A. Katherina Emerich’in rüyası üzerine, Meryem Ana’nın son günlerini geçirdiği evin, araştırmalar sonunda bu yer olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Bu olay Hıristiyanlık dünyasında yepyeni bir buluş olmuş ve din alemine ışık tutmuştur. Haç planlı ve kıbbeli olan bu yapı daha sonra restore edilmiştir. Müslümanlarca da kutsal sayılan evde, Papa VI. Paul’un 1967’deki ziyaretinden sonra, her yıl ağustos ayının 15. gününde ayinler düzenlenmekte ve bu ayinler büyük ilgi görmektedir.
Hristiyanlık inanışına göre Hz. İsa’nın çarmıha gerilişi hadisesinden sonra Hz. Meryem, havari Yuhanna (St. Jean) ile birlikte bu bölgeye gelmiş ve hayatının son yıllarını burada geçirmiş. Ev bu yüzden kutsal hac yerlerinden bir olarak kabul edilir. Günümüzde Hazreti Meryem Ana Derneği’ne ait olan yapı 1891’de İzmirli Lazaristler tarafından bulunmuş.
1950’li yıllarda restorasyon çalışması yapılan Meryem Ana Evi’nin Vatikan tarafından da kutsal olduğu ilan edilmiş 1952’de ise Vatikan tarafından hac yeri olarak ilan edilmiştir.
1967 yılında Papa VI. Paul ve 1979 yılında Papa II. Jean Paul ve de yakın zamanda Papa XVI. Benedict tarafından hac ziyaretleri gerçekleştirilmiştir. Her yıl Ağustos ayının 15’inde yani Hz. Meryem’in ölüm gününde, Vatikan tarafından organize edilen büyük ayine ev sahipliği yapar.


23 Ocak 2018 Salı

İZMİR TİRE

İzmir'in güney doğusunda 80 km uzaklıkta , şirin bir ilçemiz.İzmir'den Tire'ye Özel aracınızla , otobüsle ve trenle ortalama 1 - 1.5 saat içinde ulaşabilirsiniz. Deniz seviyesinden yüksekliği 96 mt.Yaklaşık 80.000 nüfusu ve 64 köyündeki ağaçları , bitkileri ve otlarıyla Yeşil Tire olarak anılır. Balım Sultan , Toptepe , Derekahve , Kalkan , Değirmen gibi mesire yerlerine sahiptir. 
TİRE PAZARI: Salı günleri ilçenin neredeyse tüm ana sokaklarına kurulan Tire Pazarı yaklaşık 3,5 km'lik bir alana yayılmasıyla Türkiye'nin en büyük açık hava pazarlarından birisidir. Sabah duayla başlayan Pazar ilçeye çok sayıda ziyaretçi çekmektedir. Tirenin köylerinden ve yakın ilçelerden gelen üreticilerin kendi yetiştirdikleri meyve, sebze ve yeşilliklerin yanındageleneksel el sanatları ürünleri de satılmaktadır. Tirede Cuma günleri de geleneksel olarak Cuma pazarı kurulur. Bu Pazar Salı pazarına göre daha küçük çapta olup yakın çevredeki köylerden gelen üreticiler mahsullerini satarlar.
DERE KAHVE: Bir hafta sonu ailenizle birlikte keyifli bir gün geçirmek istediğinizde açık hava, su kenarında bir yandan piknik yapıp diğer yandan kahvenizi yudumlayabileceğiniz güzel bir mekandır. Belediye tarafından restorasyonu yapılan ve işletmeye açılan mekanda tarihi bir mescit ve hemen altında yer alan ayazma ile kültürel bir mozaik oluşturmuştur. 
Tarihi ve doğal güzelliğiyle mutlaka gezilmesi gereken ve fotoğraflanması gereken bir yerdir.
İBNİ MELEK TÜRBESİ: Üstü açık bir türbedir. Demir parmaklıklarla kapatılmış iki sivri kemerli, tamamıyla mermer kaplıdır. Türbe içinde dört yatır vardır. Yatırlar ünlü tefsirci İbni Melek takma adlı İzzettin Ferişte, Mevlana Hüsamettin, İbni Melek oğlu Mehmet Efendi ve Evliya Ali Efendi'ye aittir. Türbe tamamen yenilenmiş olup eski halinden hiçbir eser kalmamıştır. Süleyman Şah Türbesiyle aynı bahçe içerisinde yer alır.

TOPTEPE: Yeşillikler içinde yemeğinizi yerken Tire, Ödemiş ve Bayındır ovalarını kuş bakışı görebileceğiniz güzel bir yerdir.
DEĞİRMEN ŞELALE: Tire’nin Akçaşehir köyünde bulunan Değirmen , yemyeşil doğası ve temiz havası ile bir doğa harikası.Kahvaltıda ve yemeklerinde Tire'nin müthiş lezzetlerini bulabilirsiniz.

TİRE KENT MÜZESİ: 1955 yılında Mimar Can Egeli'nin projesiyle yapılan Tire Belediyesi'nin bir önceki hizmet binası, restore edilerek, 15.10.2014 tarihinde Tire Kent Müzesi kimliğiyle hizmet vermeye başlamıştır.
BELEDİ DOKUMA: Beledi dokuması en eski pamuklu dokumalarımızdan biridir.Temelleri 16.yüzyıla kadar dayanmaktadır.1908 tarihli Aydın Vilayeti Salnamesi’ne göre Tire’de 60 el tezgahı bulunmaktadır.Tire’de işlenen beledi dokumasından perdelik, döşemelik, yatak ve yorganlıklar bölgenin gereksinimini karşıladığı gibi, bir kısmı da ihraç edilmiştir. Yıllar geçtikçe tezgah sayısı azalmıştır. Günümüzde bu el sanatını sadece Ethem Tıpırdık Tire Belediyesi bünyesinde sürdürmektedir.