İZMİR Çandarlı (Pitane) Dikili'nin güneyinde yer alan popüler bir tatil beldesidir. İzmir'e 85 km , Dikili'ye 18 km olan Çandarlı, görmeniz ve ziyaret etmeniz tavsiye edilen yerlerden birisidir. Kraliçe Kenti olan Çandarlı'nın kurucularının Amazonlar olduğu rivayet edilmektedir. Çandarlı'daki antik Kent ve Kale adını Amazon Kraliçesi Pitane’den almıştır.Çandarlı'nın tarihi M.Ö. 4000'li yıllara dayanmaktadır. Çandarlı'ya eski dönemlerde pek uygarlık hakim olup bu uygarlılardan bazıları Hititliler, Persler, İonyalılar, Lidyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Saruhanoğulları, Karesioğulları ve Osmanlı İmparatorluğu'dur.
Çandarlı'nın en popüler yeri, girişte hemen göze çarpan görülecek yeri ve adıyla anılan sembolü Çandarlı Kalesi'dir.Türkiye'nin en iyi korunmuş durumda olan kalelerinden birisi olan ve Helenistik çağ surlarıyla örülmüş olan Çandarlı Kalesi 13. ve 14. yy.larda Ceneviz şövalyeleri tarafından İzmir Yeni Foça'daki şarap yataklarını işletmek üzere inşa edilmiş olup sonrasında 1450-1500 ve 1814 yıllarında Türkler tarafından onarılmış, en son 1955 yılında restore edilmiştir.
Çandarlı'da her yıl Temmuz ayının 2.nci haftasında Kale İçi Kültür Ve Sanat Festivali düzenlenir.Festival Hürriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşuyla başlıyor. Çandarlı Kültür ve Sanat Festivali heryıl kültür ve sanatın birleştiği çeşitli etkinliklerle adından söz ediliyor.Çandarlı Kalesinde akşam verilen konserlerle festival coşkuyla sonuçlanıyor.
Kale dışında merkezde görebileceğiniz tarihi eser Çandarlı Şadırvanı. 1805 yılında yapılmış olan şadırvan İzmir Valiliği ve Çandarlı Belediyesi’nin katkılarıyla restore edilerek bugünkü haline getirilmiş. 1800 yıllarında yapılmış olan Tarihi Zeytinyağı Fabrikası ise deniz kenarında iki katlı bir bina ve halen ayakta. 2012 yılında restore edilerek kullanıma açılan binada çeşitli kültürel aktiviteler ve sergiler yer alıyor. Bahçesi de kafeterya olarak hizmet veriyor. Yine merkezde bulunan eski bir yapı ise Tarihi Çandarlı Hamamı. 16. yüzyılda yapıldığı düşünülen hamam yakın zamana kadar aktif olarak kullanılıyormuş. 2010 yılında restore edilerek etnografya müzesi haline getirilmiş.