Bu Blogda Ara

22 Kasım 2011 Salı

DÜNYANIN EN İYİ 10 İŞ ADAMI


Küresel krizin etkilerinin derinleştiği 2011 yılında büyük başarılara imza atanlar da oldu. Dünya devlerinden bazıları havlu atarken bazıları da krizi fırsata çevirmeyi bildi. İşte 2011 yılının en başarılı 10 iş adamı...

DÜNYANIN EN İYİ 10 İŞ ADAMI

ABD'li işdünyası dergisi Fortune 2011, yılın işadamlarını açıkladı. İşte top 10...

İşdünyasının zirvesi için 2011 çalkantılı bir yıl oldu. Avrupa'da yaşanan krizin yanısıra, ABD'de artan işsizlik oranı sonrası Wall Street eylemleri 2011'de liderler büyük testlerden geçti.

ABD'li işdünyası dergisi Fortune 2011, yılın işadamları listesini hazırlamakta zorluk çekmediğini açıklayarak, "Görülmemiş olayların yaşandığı 2011'de büyük hikayeler bulmakta zorlanmadık" dedi. Dergi Starbucks'ın Kurucusu Howard D. Schultz birinciliğe oturturken, Coca-Cola'nın CEO'su Muhtar Kent'e 9. oldu.

Starbucks'ın kurucusu ve CEO'su Howard D. Schultz 2008 yılından beri şirketini yenileyerek, 2011 yılında Starbucks'ı sembol şirket haline dönüştürdü. Bu yıl Starbuck's rekor gelir ve kar elde ederek zirveye çıktı. ABD'de yaşanan yüksek işsizliğe karşın Washington'la mücadele ederek yeni işler yarattı.

Türk diplomat aileden gelen, ABD'de doğan Muhtar Kent, Coca-Cola'da 1978 yılında çalışmaya başladı ve 2008 yılında şirketin tepesine çıktı. Onun liderliğinde Coca-Cola şişeleme ve dağıtım altyapısında, hızlı kentleşme ve nüfus artışına sahip yükselen pazarlar olan Çin, Hindistan ve Meksika'da büyük yatırımlar gerçekleştirdi. Ve böylelikle güçlü bir talep artışı yakaladı.

Rakamlar hikayeyi anlatıyor: Bu yılın üçüncü çeyreğinde Çin'de yüzde 11, Hindisten'de yüzde 19 büyürken, olgunlaşmış bir pazar olan Kuzey Amerika pazarında yüzde 1 büyüdü. Kent'in etkili yönetim, Coca-Cola'ya küresel dağıtım ağı, eşsiz marka bilinirliği sağladı.

Başında 27 yaşında CEO bulunan Facebook, bu yıl cirosunu ikiye katladı. Gıda fiyatlarının hızlı yükselişine karşın, Jim Skinner McDonald's'ın kârlılığını artırdı. Geçmişin cazibeli Amerikan okul markası olan Ralph Lauren, Çinli tüketicilere satıldı. LinkedIn yaratıcısı Reid Hoffman ve Groupon'un yaratıcısı Andrew Mason sosyal ağ siteleriyle geniş bir kitleye ulaştılar.

Dünyanın en iyi 10 işadamı

1- Starbucks'ın Kurucusu Howard D. Schultz

2- Amazon CEO Jeffrey P. Bezos

3- Chevron John J. Watson

4- LinkedIn Kurucusu Reid Hoffman

5- McDonald's CEO James A. Skinner

6- Facebook Kurucusu Mark Zuckerberg

7- Kraft Foods CEO Irene B. Rosenfeld

8- Apple CEO Tim Cook

9- Coca-Cola CEO Muhtar Kent

10- IBM CEO Samuel J. Palmisano

13 Kasım 2011 Pazar

İNSANLARI EN ÇOK MUTLU EDEN GÜN HANGİSİ


Mutlu eden faktörler üzerine araştırma yapan bilim adamları insanların çok olağanüstü olmayan küçük şeylerden mutlu olduğunu tespit etti.

Cebinden 10 lira çıkması ya da çarşafları yeni değiştirilmiş bir yatağa yatmak büyük bir mutluluk kaynağı olabiliyor.

İNSANLARI MUTLU EDEN 30 KÜÇÜK ŞEY

İngiltere’de yapılan bir araştırmanın sonuçları insanların Cumartesi günü kendilerini diğer günlere göre daha mutlu hissettiklerini ortaya koydu.

İngiltere’de özel bir araştırma şirketinin 3 bin yetişkinin katılımıyla gerçekleştirdiği anket, insanların çarşafları yeni değiştirilmiş bir yatakta yatmak ya da uzun zamandır görmedikleri bir arkadaşları ile yolda karşılaşmak gibi küçük şeylerden büyük mutluluk duyduklarını, Cumartesi günün ise sadece hafta sonu başlangıcı olduğu için bile insanları mutlu ettiğini ortaya koydu.

Araştırmanın sonuçlarına göre, insanlar çok olağanüstü olmayan küçük şeylerden mutlu oluyor; pantolonun cebinden 10 lira çıkması, çarşafları yeni değiştirilmiş bir yatağa yatmak, yolda el ele tutuşmuş yaşlı bir çifti yürürken görmek, büyük mutluluk kaynağı olabiliyor.

İnsanları en çok mutlu eden 50 şeyi bulmak için yola çıkan araştırmacılar, Cumartesi gününün insanları en çok mutlu eden gün olduğunu söylüyor. Ankete katılanlara göre, Cumartesi sabahı uyanıpta o günün hafta sonunun başlangıcı olduğunu bilmek bile mutlu olmak için yeterli bir sebep olabiliyor.

MUTLU OLMAK İÇİN 30 KÜÇÜK ŞEY

Ankette yer alan diğer maddeler ise şöyle sıralanıyor; Bebek sesi duymak, ormanda yürümek, parkta piknik yapmak, almak istediğimiz bir giysinin ucuzluğa girdiğini görmek, tatile gitmek için rezervasyon yapmak, radyoda favori parçanızı duymak, yalnız başınıza kalıp kendinizi dinlemek, yeni bir arkadaşlık kurmak, eski fotoğraflara bakmak, kek yemek, size geçmişinizi hatırlatan bir parça dinlemek, güneşli bir güne uyanmak, sadece kız ya da erkek arkadaşlarınızla felekten bir gece çalmak, çikolata yemek, romatik bir yemeğe çıkmak, işte yükselmek, güneşli bir günde camlar açık araba sürmek, birisinden teşekkür kartı almak, sevdiğiniz bir arkadaşınızdan güzel bir mesaj almak, güneşte oturmak, denizde yüzmek, surpriz bir demek çiçek ya da hediye almak.....
 
Küçük derelerdir büyük nehirleri oluşturan
Küçük mutluluklar, küçük, küçücük derelerdir
Büyük nehri ararken üzerinden atladığın
Arkana dönüp de bakmadığın.....

UMUT İYİ BİR ŞEYDİR, BELKİ DE EN İYİSİ.
VE İYİ ŞEYLER ASLA ÖLMEZ.....

SEVDİĞİNİZ İŞİ YAPIN


İşte o sesi yine duyuyorsunuz, size yapmak için doğduğunuz işi yapmadığınızı söyleyen sesi. Bu ses gerçeği söylüyor olabilir, peki ya gerçekten ne yapmanız gerektiğini nasıl bulacaksınız?

Şu andaki kariyerinizin ilgilerinizi, inançlarınızı, değerlerinizi, yeteneklerinizi ve ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamadığını anlayabilmek için aşağıdaki soruları cevaplayarak yola koyulabilirsiniz. Profesyonel kariyer danışmanları, müşterilerine uygun kariyeri bulabilmek için genellikle bu yöntemden faydalanır.

İşte kendinize sormanız ve cevaplarınızı kaydetmeniz gereken sorular:

1.En çok hangi konularla ilgili kitap okumaktan hoşlanıyorsun?

2. En çok hangi televizyon ve radyo programları ilgini çekiyor?

3. En sevdiği film türleri nelerdir?

4. Hobilerin nelerdir?

5. Ne çeşit gönüllülük aktivitelerini tercih edersin?

6. Arkadaşlarınla en çok hangi konularda tartışmayı seversin?

7. Gündüz hayal kurarken aklına gelen konular nelerdir?

8. Favori işlerin hangileri?

9. Okulda en çok sevdiğin ders hangisiydi?

10. En nefret ettiğin şeyler nelerdir?

11. Bir şeyler çizdiğiniz zaman en çok neler hakkında çizersin?

12. Eğer dünyayı yönetseydin, ne gibi değişiklikler yapardın?

13. Eğer bir milyon dolar kazansaydın, bu parayla neler yapardın?

14. En sevdiğin insan tipleri hangileridir?

15. Ölümünden sonra nasıl anılmak isterdin?

16. En sevdiğin oyuncaklar nelerdir?

17. Politik görüşlerini nasıl tanımlarsın?

18. Hayatta en çok kime ve niçin saygı duyarsın?

19. Ne gibi görevlerde daha başarılı olursun?

20. Henüz yapmadığın ama başarılı olacağına inandığın görevler hangileridir?

Cevaplarınızı değerlendirin. Hayatınızın birden çok alanında size hitap eden belli davranışlar ve inançlar var mı? Belli bir davranışın yansıması olabilecek tekrar eden bilgiler görüyor musunuz? En kalıcı ilgi alanlarınız nelerdir?

Bu bilgileri kullanarak ve aşağıdaki boşlukları doldurarak bireysel bir portrenizi çizin:

Genel olarak ilgilendiğim konular…

En çok inandığım şeyler…

En çok değer verdiğim şeyler…

İyi bir hayat için ihtiyaç duyduğum şeyler…

Çok iyi yapabileceğim şeyler…

Şimdi kendinize şu anki işinizin yukarıda doldurduğunuz beş boşluğu kapsayıp kapsamadığını sorun. Eğer kapsıyorsa, büyük bir ihtimalle doğru kariyer alanındasınızdır. Ancak sahip olduğunuz iş , sizin için en önemli olan şeyleri karşılayamıyorsa, size daha uygun bir iş bulmanın zamanı geldi demektir.

BUGÜN HEDEFLERİM İÇİN NE YAPTIM


Aynı rüzgarın etkisiyle bir gemi doğuya giderken, diğer gemi batıya gidiyor.Gideceğiniz yön rüzgarın gücüne değil, yelkenlerin yönüne bağlıdır.

Yelkenlerini belli bir yön için ayarlamayan bir deniz aracı rüzgar gücünün etkisiyle sadece oraya, buraya sürüklenir. Güç belli bir hedef için yönlendirildiğinde anlamlıdır. Şirketler de her yıl sonunda bir sonraki yılın hedeflerini belirlerler. Peki kişisel gelişim için de hedefler koyulmalı mı?
Kişisel gelişim hedefleri bize ne avantajlar sağlar?

Neden Kişisel Gelişim Hedefleri Koyulmalı?

Çoğumuz iş ortamında çeşitli hedeflerle karşılaşıyoruz. Hedefler belli bir konuya konsantre olmamızı, belirlenen doğrultuda yoğun olarak çalışmamızı, başarı yolunda kendi kendimizi değerlendirebilmemizi sağlıyor. Hedefler, işverenin de çalışanları objektif olarak takdir etmelerini ve maaşları bu kriterlere göre ayarlamalarını sağlayan bir araçtır.

Şirketlere birçok faydalar sağlayan hedef koyma işlemi, şirket dışındaki kişisel gelişimimiz için de koyulursa bize bir çok faydalar sağlamaktadır.

Kişisel Hedef Koyma İşleminin Faydaları;

Yaşamınızı kontrol altında tutarsınız

Önemsiz şeylerden uzak durarak, önemli şeylere odaklanırsınız

Rutin kalıpların dışına çıkarsınız

Tutarlı bir kişilik olursunuz

Zamanı iyi kullanırsınız

Başarılı olursunuz

Hedef Koyma ve Koyulan Hedeflere Ulaşmak İçin Neler Yapılmalı?

Başarı ani parlamalar şeklinde yapılan çalışmalarla değil, belli bir amaç için sürekli ve giderek artan çalışmalarla elde edilmektedir. Bunun anlamı şudur;

Büyük hedefleri kademeli, küçük ve kolay hedeflere bölmelisiniz,

Belirlediğiniz hedef için hangi zaman dilimlerinde neleri yapmayı planladığınız yazmalısınız,

Her gün sonunda kendi kendinize şu soruyu sormalısınız; "Bugün hedefim için ne yaptım?"

12 Kasım 2011 Cumartesi

ASLA YILMAYIN VAZGEÇMEYİN İNANIN



"Asla yılmayın, vazgeçmeyin, inanın, kalbinizin sesini dinleyin ve yaptığınız işi sevin!" Bu sözler 'ikonik' bir başarı öyküsüne imza atan Apple'ın kurucusu Steve Jobs'a ait. Okulu yarıda bırakan, garajda kurduğu şirketle bilgisayar devrimine imza atan Steve Jobs her koşulda hayallerinin peşinden gitmeyi bildi...


KOVULDUĞU APPLE'I BİR NUMARA YAPTI

Adı her ne kadar 'Steve Jobs' olsa da bir Arap olarak dünyaya geldi. Doğduktan bir hafta sonra ailesi tarafından evlatlık verildi. Okulu yarıda bıraktı, bilgisayarların bugünkü tipografik yapısını oluşturdu. Kendi kurduğu Apple'dan kovuldu, ama sonra...

"Asla yılmayın, vazgeçmeyin, inanın, kalbinizin sesini dinleyin ve yaptığınız işi sevin!"

Steven Paul Jobs, 24 Ocak 1955'te San Fransisco'da doğdu. Biyolojik babası Abdulfettah John Sandali ile biyolojik annesi Joanne Schieble, Steven'ı Paul ve Clara Jobs çiftine evlatlık verdi.

Kaliforniya Cupertino Lisesi'ne devam eden Steve, okul saatleri dışında Palo Alto'da bulunan Hewlett-Packard merkezindeki derslere katıldı. Kısa süre sonra aynı yerde yaz stajına kabul edildi ve Steve Wozniak ile birlikte çalıştı. Tanıştıklarında Wozniak 21, Jobs ise 16 yaşındaydı.

Liseyi bitiren Jobs, Portland'daki Reed College'a kabul edildi, ancak sadece bir dönem sonra okulu bıraktı. Bir süre bazı derslere dışarıdan katılmayı sürdüren Jobs, arkadaşlarının yurt odalarında yerde yatarak, yemek parası için boş kola şişeleri toplayıp geri dönüşüme götürerek ve haftada bir bölgedeki Hare Krishna tapınağında bedava yemek yiyerek geçimini sağladı.

Steve, o günlerde Reed'de aldığı dersler arasında bulunan 'Kaligrafi' için ileride şunu diyecekti: "O derse kaçak olarak girmeseydim bugün Mac'teki o farklı font tasarımı olmazdı".

1974'te California'ya geri dönen Jobs, Wozniak ile birlikte Homebrew Computer Club (Ev Yapımı Bilgisayar Kulübü) toplantılarına katılmaya başladı. O sıralarda aklına koyduğu Hindistan gezisi için para biriktirmek amacıyla bir süre oyun ve donanım üreticisi Atari'de teknisyen olarak çalıştı.

Ruhani aydınlanma için çıktığı Hindistan gezisinde, sonradan ilk Apple çalışanı olacak Daneil Kottke Jobs'a eşlik ediyordu. Ülkesine geleneksel Hint giysileri içinde, başı traşlı ve Budist olarak dönen Jobs, psikadelik uyarıcılar da kullandı, Jobs o günkü maceralarını "hayatımda yaptığım en önemli birkaç şeyden biriydi" diye yorumlayacaktı.

Atari'de eski işine geri dönen Steve, Breakout adlı oyun için bir devre kartı yapmakla görevlendirildi. Atari, kartın daha az yer kaplamasını sağlamak için üzerinden eksiltilecek her bir yonga için 100 dolar ödül açıklamıştı. Devre kartı tasarımı konusunda pek bilgisi olmayan Jobs, arkadaşı Wozniak'la anlaşarak işi ona yaptırması karışılığında alınacak paranın yarısını önerdi.

Wozniak, herkesi şaşırtarak karttaki devre sayısını yüzde 50 oranında azaltmayı başardı. Jobs, daha sonra Wozniak'a Atari'den iş karşılığında 700 dolar aldığını söyleterek 350 dolar ödedi. Halbuki aldığı para 5000 dolardı.

Jobs tasarım ve pazarlama, Wozniak ise teknik birikimlerini Homebrew Computer Club'taki tecrübelerini birleştirerek, Jobs'ın garajında Apple I adını verdikleri ev bilgisayarını toplamaya başladı. Bilgisayar, siparişle satılıyordu.

APPLE'IN KURULUŞU

Jobs ve Wozniak, aralarına Ronald Wayne'i de alarak 1976'da Apple adlı firmayı kurdu. Apple I, ilk kez Personal Computing Festival'da sergilendi.

Apple'ın hızlı yükselişi Apple II ile başladı. Mike Markkula'ı yatırımcı olarak ortakları arasına katan Apple'a 1978'de Mike Scott CEO olarak atandı. Apple II, West Coast Computer fuarında büyük sükse yaptı. Bilgisayar, Apple'ın kitlesel pazarlamayla satılan ilk ürünüydü.

Jobs, 1983'te Pepsi-Cola yöneticisi John Sculley'i CEO olarak transfer etti. Jobs'ın Sculley'i ikna etmek için "Hayatının sonuna kadar şekerli su mu satmak istiyorsun, yoksa benimle gelip dünyayı değiştirmek mi?" diye sorduğu rivayet edilir. 1984'te Super Bowl finalinde gösterilen '1984' adlı reklam filmi bu değişimin ilk işaretlerini veriyordu.

Yeni ortak yapısı yüzünden firmada çoğunluk hissesi bulunmayan Jobs, 24 Ocak 1984'te ilk Macintosh kişisel bilgisayarı tanıttı. Mac'in tasarımına Jef Raskin başlamış, gerisi Jobs tarafından tamamlanmıştı. Macintosh, dünyada grafik arayüz kullanan ilk kişisel bilgisayardı.

Mac satışlarının 1984 sonlarına doğru düşüş yaşaması ve hedeflerin tutturulamaması, Jobs ile CEO Scully'nin arasını açtı. Scully, Mayıs 1985'te Jobs'ı Macintosh bölüm başkanlığından alarak firmadan kovdu.

Aynı günlerde Jobs, NeXT Computer'ı kurdu. Oldukça pahalı olduğu için çok popüler olmayan NeXT iş istasyonları, ileri teknolojisi sayesinde parası olan belirli bir kesim için cazipti. NeXTcube, Jobs tarafından "sadece kişisel değil, kişiler arası bir çalışma istasyonu" olarak tanımlanmıştı. Cihaz magnezyum kasasıyla da Jobs'ın dış tasarıma verdiği önemi gösteriyordu. Firma, IBM ile işbirliğine gitti.

Jobs 1986'da sonradan adı Pixar olarak değişecek olan The Graphics Group'u Lucasfilm'den 10 milyon dolar ödeyerek satın aldı, ilk iş olarak da çalışanların yarısının işine son verdi, ellerindeki hisseleri geri satın aldı. Firma, Disney ile işbirliği içinde Toy Story, A Bug's Life, Toy Story 2, Monsters, Finding Nemo, Cars, Ratatouille, Wall-E, Up gibi pek çok animeye imza attı.

Jobs aynı yıl, biyolojik anne babasıyla kızkardeşinin kimler olduğunu öğrendi.

APPLE'A DÖNMESİ

Apple, 1996'da NeXT'i, 429 milyon dolara satın aldı. Jobs eskiden kurucu ortak olduğu firmaya, 'gayrıresmi CEO danışmanı' olarak dönmüş oldu. Kısa sürede Apple'ın 'perde gerisindeki CEO'su' konumuna gelen Jobs, firmanın zarar etmesine yol açtığını düşündüğü Newton, Cyberdog, OpenDoc gibi projelere son verdi. NeXT'e ait NeXTSTEP yazılımı, Mac OS X işletim sisteminin nüvesini oluşturdu.

Jobs'ın dönüşüyle atılıma geçen Apple, iMac serisini başlatarak kişisel bilgisayar algısını bir kez daha değiştirdi, uzun aradan sonra yeniden kara geçmeye başladı. Jobs, 2000'de firmanın 'resmi' CEO'su oldu.

Renkli iMac ile Power Mac G3, 5 Ocak 1999'da tanıtıldı. Onu 2000'de Power Mac G4 Cube izledi.

Jobs, müzik piyasasının kökten değiştiren kişisel dijital müzik çalar iPod'u tanıttı. iPod'ları 2002'de Windows uyumlu hale getiren Apple, ertesi yıl bugün bile en büyük müzik ve film satış mağazaları arasında ilk sıralarda bulunan iTunes Müzik Mağazası'nı açtı.

Power Mac G5'in duyurulduğu 2003'te Jobs'a pankras kanseri teşhisi kondu. 2004'te ameliyat olan Jobs'ın pankreasından tümör alındı.

Pixar, 24 Ocak 2006'da Disney tarafından 7.4 milyar dolara satın alındı. Jobs, yüzde 7'lik hisseyle Pixar'daki en büyük kişisel hissedar oldu.

Mobil telefon işine girme kararı alan Apple, farklı ve kullanışlı arayüzüyle akıllı telefon pazarında büyük değişimlere öncülük eden iPhone'u 2007'de tanıttı. iPhone, Pixar yapımı Ratatouille'in gösterime girdiği gün, 29 Ocak 2007'de, ABD'de piyasaya çıktı.

2009 başında sağlık nedenleriyle 6 ay izin alan Jobs, karaciğer nakli ameliyatı geçirdi. Jobs, 2010 başında yine sahneye çıkarak, kişisel bilgisayar dünyasında büyük bir devrim kabul edilen iPad'i tanıttı.

Hastalığı ilerleyen Jobs, Ağustos 2011'de Apple'ın CEO'luk koltuğunu Tim Cook'a devretti. Aynı günlerde Apple firmasının hisse fiyatı bazında piyasa değeri 340 milyar doları geçmişti.

BAŞKASI OLMA KENDİN OL

Ä°lgili resim

Profesyonel hayata adım atacak olanlara "kendin ol" ya da "kendin gibi davran" tavsiyeleri sık sık verilir. Ancak "kendin ol" tavsiyesinin de bir sınırı var. İşte "kendin ol" ne demektir ve ne demek değildir üzerine uzman tavsiyeleri...

KENDİN OL! NE DEMEK?

Birçok profesyonelin iş görüşmelerinde kullanılması gereken en değerli yöntem tavsiyesi olarak "Kendin Ol" dediklerini görüyorum. Peki "Kendin Ol" deyince ne demek istiyorlar? "Kendin Ol" ne demektir ve ne demek degildir? Tabii bunun cevabını iyi vermeniz gerekir."Kendin Ol" tavsiyesinin ne demek olmadığını anlatan 5 faktör size:

İstediğin gibi konuşmak: Kendin olmak demek, ağzınızdan çıkacak herşeyi söylemek değildir: profesyonel olmanız ve gerektiğinde politik davranmanız anlamına gelir. Bazılarınız, politik olmanın dürüst olmamakla eş değer olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Durum böyleyse, iş hayatınızda zorlanmanız çok muhtemel. Politik olmak, nerede nasıl konuşmanız gerektiğini biliyor olmanızdır. Kariyer beklentiniz nedir? sorusuna "bir beklentim yok" diye cevap verme gafletinde bulunuyorsanız, işi kapamama olasılığını da göze alın.

Kendi Stilinde Giyinmek: Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde " ilk imaj" çok önemlidir ve önemi de yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Dolayısıyla kendiniz olacaksınız diye iş görüşmelerine hippi olarak gitmeniz gerekmiyor. Hayatta herşeyin bir adabı var. İş görüşmelerinde de karşınızdaki insanın nasıl bir kişilik olduğunu bilmiyorsunuz. Başvuruda bulunduğunuz işe ve pozisyona göre kıyafet seçiminizi yapmalısınız. Bunların şekilcilik olduğunu düşünüyor olabilirsiniz yada size gerçekten çok saçma geliyor olabilir. Aklınızda bulundurmanız gereken, insanların bu tip konulara önem verdiği ve karar süreçlerini etkiledikleri olmalı!

Şirketten Beklentinizi Dile Getirmek: Şirketten beklentiniz iyi bir kariyer imkanının yanısıra, iyi bir maaş, iyi imkanlar ve benzeri bir takım sosyal haklar olabilir. Sizin için görüşme sırasında önemli olan tek konu, görüşmeden başarı ile ayrılmak ve işverenin size iş teklifi yapmasını sağlamakdır. Diğer tüm konuları, iş teklifinden sonra konuşun, gerekiyorsa da pazarlığınızı bu noktada yapın.

Nasıl bir Kariyer İstediğinizi Belirtmek: Şirketler işe eleman alacakları zaman, uzun dönemli kalabileceğine inandığı, potansiyeli olan başarılı insanları seçmeyi tercih ederler. Haliyle, size yatırım yapıyorlar. Eğer 20'li yaşlardaysanız ve hedefiniz kendi işinizi kurmaksa, bunu iş görüşmeniz sırasında belirtmenizin stratejik olarak ne kadar doğru olduğunu düşünün. Stratejik düşünebilmek ve stratejik hareket edebilmek iş dünyasında oldukça kritik bir başarı kriteri. Şirketler kendilerine değer katacak kişilerle çalışmak isterler. Eğer uzun dönemli hedefiniz kendi işinizi kurmaksa, işinizi kurma aşamasına gelene kadar bu bilgiyi kendinize saklamanız daha doğru olacaktır.

Kendimi Sevdirmek Zorunda Değilim: Rakiplerinizi geride bırakıp, başvurduğunuz işi kapmak istiyorsanız, karşınızdaki kişiyle kimyanızın tutuyor olması, karar sürecini pozitif yönde etkileyecektir. Belki bu durumda yapabileceğiniz fazla birşey olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Belkide yoktur. Ama siz yinede karşınızdaki kişi ile inatlaşmak yerine sizden hoşlanmasını sağlayabilirseniz, sizin avantajınıza olur. Başarılı kişiler ve dolayısıyla başarılı şirketler, müşterilerini dinleyen, onların isteklerine cevap verebilenlerdir.İşi kapmak hedefiniz ise, bazen stratejik davranmak başarı yolunuzu yarılamakdır.

3 Kasım 2011 Perşembe

KENDİNİZE GÜVENİN GELİŞİN



Özgüven şu kavramlarla tanımlanabilir: fikirlerini kabul ettirmek, iyimserlik, istekli olmak, sevgi, gurur, bağımsızlık, güven, eleştirilere açık olmak, duygusal olgunluk ve kapasitesini doğru değerlendirme becerisine sahip olmak.

Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik, boyun eğme, aşırı uyum gösterme, yalnızlık, eleştirilere karşı hassas olma, güvensizlik, depresyon, aşağılık duygusu ve sevilmediğini hissetme gibi kavramlarla tanımlanabilir.

Özgüven Eksikliği Nasıl Gelişir?

Aşağılık duygusu, umutsuzluk gibi duyguları, genellikle evde, okulda veya işte yaşadığımız kimi olumsuz yaşam deneyimlerinden sonra ortaya çıkar. Örneğin, siz büyüme aşamasındayken, ebeveynleriniz size sağlıklı ve destekleyici bir çevre sağlayamamış olabilir. Size karşı çok eleştirel, talepkar ve/veya aşırı koruyucu olabilirler. Sonuç olarak, kendiniz hakkında olumsuz düşünmeye başlarsınız.

Aileden birini veya yakın bir arkadaşı kaybetmek. Örneğin: anne-babanızın boşanması, evinizden ilk kez ayrılıyor olmak (ailenizden ve arkadaşlarınızdan ayrı olmak), erkek/kız arkadaşınızdan ayrılmak.

Başarısızlık, hayal kırıklığı gibi olumsuz olayları bir deneyim gibi algılamaktansa, bunların üzerinde fazla durmak.

Kendini veya yeteneklerini çok acımasız bir şekilde eleştirmek.

Olayların sonuçlarını, gerçekte olduklarından daha kötü bir şekilde değerlendirmek.

Ailenizin ve arkadaşlarınızın, sizinle ilgili istek ve beklentilerini karşılayabilmek için çok fazla baskı hissetme ve bu durumun sizin kendi kimliğinizi geliştirmenize ve kendinize ait kararlar almanıza mani olması.

Gerçekçi olmayan hedefler belirleme.

Başarısızlık korkusu. Örneğin; bir dersinizden kaldığınızda, kendinizi bir dersten kalmış, iyi bir insan olarak düşünmektense, işe yaramaz ve başarısız biri olarak düşünmek.

Özgüveninizi Nasıl Arttırırsınız?

Kendiniz hakkında olumlu düşünün.

Gerçekçi olan ve beklentilerinizi karşılayan hedefler belirleyin. Makul seviyede hedefler belirleyin ki, böylece başardığınız şeyler, başta ulaşmayı düşündüğünüz hedeflerlere yakın olsun. Bu durum, özgüveninizi ve kendinizle ilgili memnuniyetinizi destekler. Psikolojinin öncülerinden William James şöyle der: " Kendinden memnun olmak = Ne başardığımız / Başarmayı hedeflediğimiz şey "

Bir şey başardığınızda kendinizle gurur duyun ve kendinizi ödüllendirin.

Kötü veya üzücü bir şey olduğunda, olumsuz düşüncelerinizin farkına varın. Tamamen duygularınızla hareket etmek yerine, içinde bulunduğunuz durum hakkında mantıklı olarak düşünün.

Zayıf taraflarınız yerine, güçlü taraflarınıza ağırlık verin. Belirli konularda, diğerlerine göre daha becerikli ve iddialı olduğunuzun ve hayatınızın her alanında mükemmel olmanın imkansız bir şey olduğunun farkına varın.

Yaptığınız ve başardığınız şeyleri sadece şansa bağlamayın. Bunun yerine, kişisel başarılarınız için kendinizle de gurur duyun.

Fikirlerinizi savunun. Diğer bir ifadeyle, başkalarının haklarını ihlal etmeden, kendi duygularınızı, düşüncelerinizi, inançlarınızı, ihtiyaçlarınızı, dürüst ve net bir şekilde ifade etmeyi öğrenin.

Haklarınıza sahip çıkmayı öğrenin ve sizin için makul olmayan isteklere "hayır" deyin. Fikirlerinizi açık ifade edebilme konusunda alacağınız bir eğitim, özgüveninizin gelişmesinde size çok yardımcı olabilir.

Yaşamınızda önemli olduğuna inandığınız sorunların bir listesini çıkartın. Daha sonra bunları iyileştirmenin veya değiştirmenin yollarını yazın. Bütün sorunlarınız tabii ki kolay ve hızlı bir şekilde çözülemez ama hemen harekete geçebileceğiniz bazı alanlar da olacaktır.

Özgüveni İyileştirmek için Hatırlanması Gerekenler;

Kötü şeyler yerine iyi şeylere ağırlık verin.

Kendiniz hakkında olumlu düşünün.

Deneyimlerinizden ders çıkartın.

Gerçekçi hedefler belirleyin.

Cesaretli olun.

Öğrenmeye devam edin.

İşe yarar şeyler yapın.

Basitliğe önem verin.

Değişimi hoş karşılayın.

17 Ekim 2011 Pazartesi

CARPE DİEM


Kendini doğru tanımak, insanoğlunu, yarattığı bir çok karmaşadan kurtarıveriyor.

Tek tek her insanın ve her toplumun farklı kültürleri var. Sonuçta kültür nedir ki: Gelenekler, kurallar, alışkanlıklar, kanunlar, inançlar, korkular, idealler, doğrular, yanlışlar, iyiler, kötüler, sevinçler, acılar, pişmanlıklar, madde düzeyinde üretilen her şey, sanat, yaşanılanlar, umutlar ve daha bir çok şey. Yâni bir insanın ya da toplumun şimdiki hâline gelmesine sebep olan her şey. Buna da zâten geçmiş diyoruz. Demek ki kültür ve geçmiş aynı şey. "Benim kültürüm" diyerek sahiplendiğiniz şey, sizin geçmişinizdir.


Sizin geçmişiniz, yaratılışın ilk anından itibaren başlar. O andan itibaren yaşanılan her şey kaydolur. İşte bu kayıtların hepsine birden bilinçaltı diyoruz. Bu kayıtların hepsi aynı zamanda geçmişinizdir. Yâni bilinçaltınız ile geçmişiniz ve dolayısıyla da kültürünüz, hepsi aynı şey.


Bedeniniz, bilinçaltınızın dolayısı ile geçmişinizin birebir yansımadır. Beden, kültür, geçmiş, bilinçaltı. Bunların dördü de aynı şeydir. Geçmiş, bitmiş ve tekrarlanmayacak olandır.


Peki insan için gelecek nedir?


İnsanların yaşadığı acılar onların korkularını, yaşadığı hazlar ise arzularını üretir. İşte insan için gelecek, arzularının ve korkularının yönlendirmesinde oluşan hayallerdir.


Hayaller zihinde üretilir ve yaşanılandan kopuktur. O halde gerçek nedir?


Gerçek, yaşanılandır. Yaşanılan ise sâdece şimdide olur.


Hep taze ve hep canlı olan, sizi deneyimlemeye ve anlamaya dâvet eden, sâdece ve sâdece şimdidir.


Geçmiş ve gelecek gerçek değildir.


Geçmiş ve gelecek, zihnimizde oluşan çeşitli görüntülerden başka bir şey değildir. Bu görüntülere ilgi gösterdiğiniz anlarda şimdiden koparsınız. Yâni gerçekten koparsınız. İşte bu, ikiliktir. Bir ve tek olan, şimdidir.


İlginizi geçmiş ve gelecek dâhil tüm varoluştan tamamen çekip özgür bırakmak, ve bununla birlikte içinizde ve dışınızda varolan ve olup biten herşeye tamamen izin vermek, sizi şimdiye getirir; size şimdiyi yaşatır.

 
Anı yaşa

Bugün son günün olsa...


Nasıl yaşardın ?


Sadece 24 saat nefesin kalsa?


Hiç yalansız,


Tamamen riyasız,


Ne yapardın ?


Daha mı çok tebessüm eder ?


Uyumaz yıldızlara mı bakardın ?


Demek çekinmeden sevgini söyler,


Dostlarını arardın ?


Belki gezebildiğin kadar gezer,


Bir o kadar çiçek koklardın.


Acaba düşmanın kalır mıydı ?


Gönlünü alıp barışmadığın ?


Hadi... Zaman geçiyor.


Dakikalar su gibi akıyor.


Son anların olsa bunlar


Ne yapardın ?


Birikmiş tüm paranla


İhtiyacı olanlara yardım eder,


Harcayabildiğince harcar mıydın ?


Sanırım eleştirmezdin kimseyi,


Vakit iltifatlarına yetmezdi !


Peki neden bugün değil... sonra!


Son günün olması ne katacak sana,


Artık anla !


Dün gitti,


Yarın gelmedi;


Anı yaşa !

ESKİDEN NE GÜZEL CAHİLDİK !


Dışarıda kar...

Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.

Kuzinenin üzerinde demir maşa...

Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.

Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...

Sucuk lükstü.

Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi...

Bir kez olsun kümesten yumurta almamış,

bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve

fakat alışveriş merkezlerinin restorant katlarında,

boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine

fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...

Dışarıda kar...

İçeride kanaat...

İçeride huzur...

Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.

Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!

Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk.

Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.

Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...

Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve

filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası...

Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?

Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi,

sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.

Çay da kokardı...

Domates de...

Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.

Dışarıda kar...

İçeride huzur...

Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi...

Kimin umurunda...

Ne güzel cahildik.

Mutluluğun resmini çiziyorduk...