Bu Blogda Ara

2 Ocak 2018 Salı

ZOR ZAMANLAR


Her zamanki gibi güne başlıyorsunuz. Diğerlerinden farkı olmayan, sıradan bir gün… En azından bir sorun olmadığını düşünüyorsunuz. Derken bir şeyler oluyor. Bir hata yapıyorsunuz, umulmadık bir kaza yaşanıyor, sevimsiz bir haber alıyorsunuz…İşte size zor zamanlarında destek olacak ünlü sözler...

Zor zamanlarda kendinizi motive etmenizi sağlayacak ünlü sözler


Her zamanki gibi güne başlıyorsunuz. Diğerlerinden farkı olmayan, sıradan bir gün… Belki ilk başta her şey harika gidiyor. En azından bir sorun olmadığını düşünüyorsunuz. Kendinizi iyi hissediyorsunuz. Derken bir şeyler oluyor. Bir hata yapıyorsunuz, umulmadık bir kaza yaşanıyor, sevimsiz bir haber alıyorsunuz, istediğiniz şeylerin gerçekleşemeyeceğini öğreniyorsunuz…
Hayatta hepimizin başına böyle şeyler geliyor. Hepimiz zaman zaman pılımızı pırtımızı toplayıp bir köşeye çekilmek, kimsenin görmediği bir yerde saklanmak istiyoruz. Oysa böyle zamanlarda da kendinizi motive edebilir, güçlü kalmayı başarabilirsiniz. İşte ünlü isimlerden zor zamanlarda sizi motive edecek nükteler:
“Hareketsizlik; korku ve şüpheyi, hareket ise güven ve cesareti doğurur. Eğer korkuyu yenmek istiyorsanız, evde oturup onu düşünmeyi bırakın. Dışarı çıkın ve onunla uğraşın.” –Dale Carneige
“Bazen en büyük zayıflıklarınızla karşılaşıncaya kadar kendi gücünüzü fark edemeyebilirsiniz.” –Susan Gale
“Arkamızda ve bizden önce neler olduğu, içimizde neler olduğuyla kıyaslandığında çok ufak kalır.” –Ralph Waldo Emerson
“Zor zamanlar hiç bitmez ama zor insanlar biter.” –Robert H. Schuller
“Çince’de kriz kelimesi iki karakterden oluşur; bu karakterlerden biri tehlikeyi, diğeri fırsatı temsil eder.” –John F. Kennedy
“Aşk insanı baskılamaz, besler.” –Louisa May Alcott
“Eleştiriyi severim. İnsanı güçlü kılar.” –LeBron James
 “Hata yaparak harcanmış bir hayat, sadece daha onurlu değil, aynı zamanda hiçbir şey yapmayarak harcanmış bir hayatta daha işe yarardır.” –George Bernard Shaw
“Çok fazla düşünmeye gerek yok. Nefes alarak ve severek devam edin. Sonsuza kadar bu şansınız olmayacak.” -Leo Buscaglia
“Önünüze ne çıkarsa çıksın, ne kadar zor olursa olsun, ne kadar adaletsiz olursa olsun kendi yolunuzdan gidin. Hayatta kalmaktan çok daha fazlasınız başarabilirsiniz. Tüm bunlara rağmen başarabilirsiniz.” -Joel Osteen
“Birisi tarafından sevilmek size güç verir, birini sevmek ise cesaret.” -Lao Tzu
“Bir insan yiyecek olmadan yaklaşık 40 gün, su olmadan 3 gün, hava olmadan yaklaşık 8 dakika yaşayabilir. Ancak umut olmadan sadece 1 saniye yaşayabilir.” -Hal Lindsey
“Bir olmayı başarabildiğimiz kadar güçlü, bölündüğümüz kadar zayıfız.” -J.K. Rowling
“Güçlü olmanın sırrı konsantrasyondur.” -Ralph Waldo Emerson
“Dünyanın dertlerinde karşı yüzen birçoğumuz, bu dertler hakkında pek bir şey bilmeyin. Sadece biraz övgüye veya cesarete ihtiyacımız vardır ve bu sayede hedefimize ulaşırız.” -Jerome Fleishman
“Eğer bir hayaliniz yere düşüp binlerce parçaya ayrılıyorsa, bu parçalardan birini alıp yeniden başlamaktan asla korkmayın.” -Flavia Weedn
“Kışın en kara günlerinde öğrendim ki içimde bitmek bilmeyen bir yaz mevsimi var.” -Albert Camus
“Dünyadaki önemli şeylerin birçoğu, hiçbir umut yokmuş gibi görünmesine rağmen denemeyi hiç bırakmayan insanlar tarafından gerçekleştirilmiştir.” -Dale Carneige
“Hayattaki en önemli erdem cesarettir çünkü cesaret olmadan, diğer hiçbir erdemi tam anlamıyla uygulayamazsınız.” -Maya Angelou
 “Kalbinizden geçen doğru neyse onu yapın çünkü her koşulda eleştirileceksiniz. Eğer kalbinizden geçeni yaparsanız eleştirileceksiniz, yapmazsanız kendi kendinizi eleştireceksiniz.” -Eleanor Roosevelt
“Bir kişi ne kadar yargılıyorsa, o kadar az seviyor demektir.” -Honore de Balzac
“Cesaret her zaman gürlemez. Bazen cesaret günün sonunda ‘yarın tekrar deneyeceğim’ diyen zayıf bir sestir.” -Mary Anne Radmacher
“Zayıflar hiçbir zaman affetmez. Affetmek güçlülere özgüdür.” -Mahatma Gandhi
“Hayat hiçbirimiz için kolay değil. Peki nedir? Sebat etmeli ve bunun da ötesinde kendimize güvenmeliyiz. Hepimizin kısmetinde bir şeyler olduğuna inanmalıyız. Ne pahasına olursa olsun bunu elde etmeliyiz.” -Marie Curie
“Dışarıda olup biten değil, kendi zihniniz üzerinde bir gücünüz var. Bunun farkına vardığınızda, aradığınız gücü bulacaksınız.” -Marcus Aurelius

1 Ocak 2018 Pazartesi

MUTLU EVLİLİK


Mutlu bir evliliğin 25 altın kuralı


Huffington Post uzun soluklu ve mutlu bir evliliğin 25 altın kuralını okurlarıyla paylaştı.
İşte mutlu bir evliliğin şifreleri...
1. Birbirinizin en iyi arkadaşı olun. Seks önemini yitirdiğinde birlikte bir şeyler yapmaktan zevk alırsanız kopmazsınız.
2. Gerektiğinde evin şeklini eşinizin isteği doğrultusunda değiştirin.
3. Asla para için kavga etmeyin.
4. Hiçbir zaman aç ve yorgunken önemli ve hassas konuları tartışmayın.
5. Kocanıza eve gelen önemli bir misafir gibi davranın.
6. Akşamları fiziki temasa geçebilecek kadar yakın oturun.
7. Birlikte gülün.
8. Mümkünse banyolarınız ayrı olsun.
9. Kadınların sevilmeye, şımartılmaya, erkeklerin sayılmaya ihtiyacı olduğunu unutmayın.
10. Ayda bir de olsa baş başa bir şeyler yapın.
11. "Önce ben" demeyin.
12. Çocuk sahibi olun.
13. Sürekli olumsuzlukları gündeme getirmeyin.
14. Güzel zamanlarınızı anımsayın.
15. Boşanmak akla gelen ilk seçenek olmamalı.
16. Tutkulu olun.
17. Birbirinizi destekleyin ve diğerinin bireysel aktivitelerini kabullenin.
18. Eskiden sahip olduğunuz en iyi arkadaşlarınızı unutun şimdi yeni bir en iyi arkadaşınız var.
19. Seks hayatınızı ilginç kılın.
20. Evliliğinize olumsuz etkisi olan akrabalarınızdan uzaklaşın.
21. "Lütfen", "Rica ederim", "Zahmet oldu" gibi sihirli ifadeleri kullanmayı unutmayın.
22. Birbirinizin farklılıklarına saygı gösterin.
23. Çocuklar olmadan yalnız seyahate çıkın.
24. Ortak hayalleriniz olsun.
25. Birbirinizin olgunlaşma sürecine ilgisiz kalmayın.

BAŞARIYA GİDEN YOL


Başarı kişiden kişiye değişen bir kavram olup tam olarak tanımı yapılacak olursa kişinin ulaşmak istediği hedef olarak tanımlamak en doğru yaklaşımdır.  Bu hedef içsel yada dışsal olarak değişkenlik gösteriyor. 

Tabi ki her başarının büyüklüğüne göre ve eldeki olanaklara bağlı olarak ulaşmak istenen hedefe zaman ve olanaklar değişir.  Bir insanın kısa,  orta,  uzun zamanli olarak değişir.  

Başarı merdiveni bir çok basamaklı olup zaman zaman çürük merdivene basarak düşme yanı bütün birikimler ve çalışmalar boşa giderek yeniden başlamasi gerekiyor.  Aynı yerde tekrar düşmemek için tedbirler almak lazım. 

İçinde eziklik duygusu ile başarılı olmak isteyen insanlar kendilerine güvenemeyerek iş hayatında basari merdivenine çıkmak için kendilerine güveni olmuyor. Bununla birlikte başarı yolunda ilerlerken en ufak başarısızlikta kişi kendine olan güveni zedelenerek bir daha denemez kendine olan eziklik duygusunu bastırmak için sorunları tesbit ederek çözmek ve tekrar denemek yerine suçu başkasını atarak rahatlamaya çalışması kan kayıp eden insanın vücudumda ağırlık azalıyor diyerek sevinmesi gibi faydası olmayan insanı yaşarken çaresizlik duygusuna iter.

İş hayatına başarı merdiveninden düşmek iflas olarak nitelendirilir. İflas eden insan aslında kayıp edilen serveti iş eğitimi olarak düşünerek tekrar denemek için kendini toparlamali. Bazen hayata kayıp etmeye başlayan insan domina taşları gibi sürekli kayıp etmeye başlar.  Bu durumu kişinin tutumu ve düşünceleri değiştirerken bazıları da kazanamaya başladı mi hep kazanmaya başlar. 

Her ne kadar bizim toplumda iflas etmiş insana iyi gözle bakmazlarsa da bana göre deneyen ve deneyim sahibi olup başarılı olmak için nelerin gerekli ve nasıl yapılmasini öğrenmiş insan olarak bakarım. 

Tabi ki yıkılmaya başlayan domino taşlarının yıkılmasını engellemek için bu zor zamanlarda insan insanlardan destek alarak yıkımı durabilir.  Ama bu durumda insan zor zamanlarda başkalarından yardim almaya alışır bu da yardim eden kişilerin süreki yardım edilen kişinin işine karşmaya ve söz sahibi olmaya başlarlar. 

Başarı ile başarısızlık iç içe geçmiştir.  Başarısızlığın içinde başariya giden yola devam etmen için bilgi ve tecrübeler saklı olup kişinin etrafını ve olanaklarını doğru kullanmak için bir mola ve yeniden toparlanmak için en iyi fırsattır.
Yine de kayıp edenlerden olmamak için işi bilen birine danışarak yardım alın ve planlı hareket edin.  Bazı insanlar başarılı olduğunda hep başarılı olacaklarını düşünerek hızlı kararlar alarak plansız harekette geçiyorlar. İş hayatı aslında araba kullanmaya benzer.  Duruma göre bazen fren yaparak durmak bazende gelişmelere ve risklere göre hızını ve durumunu ayarlamak lazım. 

Bu gibi durumlarda insan kendi kendini suçlayarak duygusal düşünür ve öyle karar alir iç sesi de yapamazsın bu senin kaderin kendini ne zan ediyorsun ki derken akıl asla pes etme bir daha dene pes etmeyi düşünme der. Siz kişisel gelişim danışmanlarin tavsiyesi ile iç sesinizi değil size zorla mücadele etmeye  mantıklı davranmanizi söyleyen akilin sesini dinleyin.  Kolay olanına kaçmayin !

KENDİNİZE İNANIN


Yeni yılda neleri değiştireceksiniz? Sigarayı mı bırakacaksınız? Diyet mi yapıp, zayıflayacaksınız? Artık “hayır” demeyi mi öğreneceksiniz? Gereksiz yere üzülmeyecek misiniz?
Ne çok hedefler ve beklentiler koyarız kendimize! Yeni yıl bir mihenk taşıdır. Yıl değişince, her şeyi değiştirmek için bir eşik noktası haline geliverir. Bunun olumsuz bir yanı yok.
Ama koyduğumuz hedeflere nasıl ulaşacağız? Hedefleri koyarken nelere dikkat etmeliyiz? İşte asıl mesele bu!
Neden yeni yılda koyduğumuz hedefleri başaramayız?
Yeni yıldaki hedefler ve beklentiler aslında değişim isteğidir. Değişimin ilk adımı ise değişime bağlılıktır. Tek bir sözden ibaret temenniler, değişimi getirmez. Değişim için ona bağlanmak gerekir.
Değiştiğimizde muhakkak karşımıza sorunlar çıkar. Çünkü her değişimin yararı kadar zararları da vardır. Değişmemenin de zararları olduğu kadar, yararları vardır. Örneğin sorunlu bir ilişkinizi bitirdiğinizde rahatlarsınız ama yalnızlığın verdiği acı da karşımıza dikilir.
İşte buradaki temel soru; değişim sonucu karşımıza çıkan sorunlarla başa çıkma stratejimiz var mı? Bu sorunları yeni yıl halletmez, biz halledeceğiz. Bu nedenle yeni yılda “ben şunu yapacağım…” derken, karşılaşacağımız sorun için çözüm planımızın da hazır olması gerekir.
Koyduğumuz hedefleri başaramama nedenlerinden birisi hedeflerin büyüklüğüdür. Küçük hedefler yerine büyük hedefler, daha başlamadan programın bitmesine yol açar.
“Bu yıl…” diye başlayan bir hedef yerine, “yeni yıldan başlayarak, en az bu ay boyunca…” gibi bir hedef daha iyi çalışır.
Yeni yıl için hedefleri eski yılın son günlerinde koymak, umudun hayal kırıklığına dönüşeceğinin habercisidir. Değişim hazırlık ister. Hafta sonu çok yiyip, pazartesi başlanan diyetler başarısızlığa mahkumdur! Önceden hazırlık yapamayacaksanız, hedefi yeni yılın ikinci haftasına koyun daha iyi.
Eski yılın son, yeni yılın ilk günlerinde verilen ve o günlere has değişim beklentileri de çalışmaz. O günlerde canımızı sıkan şeyleri değiştirmeye karar vermek, süreç içinde önemini kaybedeceği için yetersiz kalır. Bir yılın ortalamasını, değerlendirdiğimizde gelecek için konacak hedefler başarılabilir olanlardır.
Somut hedefler koyun. Örneğin “artık kendimi üzmeyeceğim…” sadece bir umut olarak kalır. “Artık … davranışı yapmayacağım” daha somut bir hedeftir. Somut hedefler, değişimin olup olmadığı konusunda bize ölçülebilir referanslar verir.
Bir umut olarak yeni yıl
Yeni yıl bir umut. Umut insanı sabah yataktan kaldırabilen tek şey. Umutsuz yaşam olmuyor. Yeni yıl da gerekli. Umudu taşıdığı sürece…
Umudumuz olmazsa, yeni yıl “yeni” değil, “yine bir yıl” olur!
Biz mi, yeni yıl mı?
Yeni yıldan bir şeyler de isteriz. “Yeni yılın size ve ailenize…” diye başlayan umut dolu cümleler…
Aslında yeni yıl bir şey getirmez. Biz kendi kendimize getiririz. Ama yeni yıldan beklemek umudu artırır. Bir nevi “ben değil o yaptı” düşüncesi gibidir. Kendimizden değil, “ötekinden beklediğimiz sürece, umutlar hayal kırıklığına dönüşür.
Değişimin en önemli başlangıç noktası aslında geçmiştir. Geçen yıldaki başarısız yöntemleri tekrar etmek, yeni yılda bir şey kazandırmaz. Yeni yılın elini kolunu bağlamamak için, başarısız stratejileri, yenileriyle değiştirmek zorundayız.
Yeni yıla değil, kendinize inanın…

NİCE GÜZEL YILLAR


Hayatımızın rutin akışı içinde zaman zaman duraklara ihtiyaç hissederiz. Belki bir an için de olsa durup dinlenmek; yaşantımıza farklı bir yön verebilmek, zamansızlık nedeni ile sürekli ertelediklerimizi bir an önce hayata geçirebilmek adına. Belki de içimizde durgunlaşan yaşam pınarını daha aktif ve çoşkulu hale getirebilmek için. Ama neden her ne olursa olsun bu duraklar gerçekten de önemlidir. Tabii durmasını, ama hemen ardından yeni çoşkularla ve kocaman gülüşlerle başlamasını bildikten sonra.

İşte bunun için önümüzde güzel bir durak var: YENİ YIL.

Yaşadığımız tüm güzellikleri içimize sindirip, olumsuzlukları bir nefeste unutabileceğimiz ve yepyeni umutlarla merhaba diyebileceğimiz güzel bir yıl. Bu yeni yılla beraber yaşımıza bir çentik daha attığımızı, ama o nispette tecrübelerimizi katmerleştirdiğimizi düşünerek kollarımızı kocaman açalım. Yeni umutlara, yeni heyecanlara, yepyeni güzelliklere merhaba demek için; daha çok sevmek ve sevilmek, daha çok umutlanmak için… 

Hayatı doya doya yaşayan ve tecrübelerini yalın üslubu ile yazılarına da yansıtan Füsun Önal’ın bir yazısında dediği gibi ”Bugün başımıza gelenler dün düşündüklerimiz, yarın başımıza geleceklerse bugün düşünmekte olduklarımızdır.” O halde olumsuz her ne varsa bir yana bırakıp; olumlu düşünerek, hayatımıza hep güzellikleri çağırarak yüzümüzdeki kocaman tebessümle yeni yılı karşılayalım gönülden, tüm çoşkumuzla.

Bu yeni yıl; bizim en yakın durağımız olsun hedeflerimize başlamamız adına. Kendimizle, geleceğimizle, sağlığımızla ve sevdiklerimizle ilgili olarak en çok yapmak istediklerimizi düşünce süzgecimizden geçirip uygulamaya koyalım birer birer. Yılmadan, bıkmadan, azimle ve sebatla. Her ulaşılan hedef bizler için diğer hedeflerimize ulaşmamızda itici bir motivasyon etkisi yapacaktır hiç kuşkusuz.Önemli olan belki de ilkine başlayabilmektir, ne dersiniz?

Bu yıl bazılarımız için sigarayı bırakacağımız, bazılarımız için diyete gerçekten başlayacağımız, bazılarımız için yeni iş imkanları yaratacağımız, bazılarımız için idealimizdeki eve kavuşacağımız, bazılarımız için hayalimizdeki aşkımızla bir araya geleceğimiz, bazılarımız için rüyalarımızdaki tatili yaşayacağımız, bazılarımız için anne-baba olacağımız, ama hepimiz için çok sevip, çok sevileceğimiz bir yıl olsun.

Yeni yılla birlikte herkesin düşleri gerçek olsun.
Barışın,sağlık ve huzurun, sevginin egemen olduğu bir dünyada NİCE GÜZEL YILLARA…

YENİ YILDA YENİ UMUTLAR


Yeni bir yıl bu güne kadar olması beklenen, gerçekleştirilemeyen hedefler için umut içerir. Sıkıntılı, üzüntülü zamanların telafi edileceği yeni bir başlangıç olarak görülür. Arka arkaya stresli günler yaşayan kişiler de bunların geride bırakıldığı tekrarlanmayacağına dair beklenti oluşur. Bekar bir kişi için evlenmek,  çocuk sahibi olamayan bir çift için çocuk sahibi olmak, işinden memnun olmayan biri için yeni bir iş imkanı çıkması olasılığını içerdiği için heyecan vericidir. Bireyin potansiyellerini ortaya koyması için oldukça güzel bir dönemdir. Yeni yılın gelişiyle birlikte tasarlanan ama gerçekleştirilmeyen amaçlar tekrar hatırlanır ve kararlar alınır.
-Kendine zaman ayırmak
-Diyet yapmak
-Spora başlamak veya düzenli spor yapmak
-Sevdiğiniz kişilere/yakınlara zaman ayırmak
-Sigarayı bırakmak bu hedeflerden bazılarıdır.
Yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte birey geçmiş yaşadıklarını değerlendirir, ihtiyaç duyduğu şeyleri anlamaya çalışır. Deneyimlerden faydalanmak alınan kararları hayata geçirmek için yeni yıl fırsat olarak görülür ve kişiyi motive eder. Bu olumlu süreçten olduğunca yararlanmak için; uygulanabilir hedefler oluşturmak ve tasarlanan eylemleri birden bire yapmaya çalışmak yerine zamana yaymaya çalışmak faydalıdır. İşler beklendiği gibi gitmediğinde kararlı davranmak yeni yılla başlayan motivasyonun etkin şekilde kullanılmasını sağlayacaktır.

24 Aralık 2017 Pazar

JAPON ÇOCUKLAR


Japon Çocukların Uysal Olma ve Öfke Nöbeti Geçirmeme Nedenleri

Japon halkının karakteri dünyada birçok kesimlerce beğenilmektedir. Onların, aşırı büyük trajedileri muazzam bir stoacılıkla karşıladıklarını görürüz. Hiçbir durumda kontrolü ve kolektif bilinci kaybetmezler. Ayrıca, başkalarına gösterdikleri büyük saygı ve iş ahlakı ile bilinirler.
Sadece Japon yetişkinler değil, çocuklar da Batı dünyasında gördüğümüz şeylerden çok farklıdır. Çok genç yaştan itibaren, yumuşak huylu ve nazik olmak ile meşhurlardır. Japon çocuklar öfke nöbetlerine girmez ve kontrolü kaybetmezler.
Japonlar, kendini kontrol etme, saygı ve dizginleme değerlerinin hâkim olduğu bir toplum oluşturmayı nasıl başardı? Çok katı oldukları için mi disiplinli bir topluma kavuştular? Ya da belki, çocuk yetiştirme stratejileri etkili kalıpları mı içeriyor? Bu konuyu daha ayrıntılı olarak inceleyelim.
 Japonlar aileye çok önem verir
Japonları özel kılan şey, çeşitli nesiller arasındaki ailesel ilişkilerdir. Yaşlı ile genç arasındaki bağ, dünyanın herhangi bir yerinden daha empatik ve sevecendir. Onlara göre, yaşlılar bilgelikle doludur ve ehemmiyeti hak ederler.
Çocuk yetiştirmek hassaslığa dayalıdır
Japon ailelerin çoğunluğu çocuk yetiştirmenin sevgi dolu olması gerektiğini anlar. Bağırmak hiç hoş görülmez ve güçlü bir suçlama unsuru olarak görülür. Ebeveynlerin çocuklarından bekledikleri, başkalarının duyarlılıklarına saygı duyarak dünyayla nasıl ilişki kuracaklarını öğrenmeleridir.
Genel olarak, bir çocuk yanlış bir şey yaptığında, anne-baba onu bir bakışla ya da hoşnutsuz bir jestle disipline eder. Onların, eylemlerinin kabul edilemez olduğunu görmelerini sağlayan şey budur. “Onu incittin” veya “kendine zarar verdin” gibi cümleleri kullanmak onlar için yaygındır, çünkü bu şekilde o davranışın zararlı bir şey olduğu için kabul edilemez olduğunu gösterirler.
Bu formül nesnelere bile uygulanır. Örneğin, bir çocuk bir oyuncağı kırmışsa, ebeveynin “onu incittin” deme ihtimali çok yüksektir. “Kırdın” demezler. Japonlar nesnenin işlevselliğine değil, katma değere vurgu yaparlar. Bu nedenle çocukların her durumda duyarlı olmaları için çok genç yaşta öğrendikleri, onları daha saygılı bir birey yapan şey budur.
En büyük sır: kaliteli zaman
Yukarıdaki unsurların hepsi çok önemlidir. Ancak hiçbiri, Japonlar’ın çocuklarıyla kaliteli zaman geçirme kavramı kadar önemli değildir. Çocuk yetiştirmeyi uzaktan yapılan bir şey olarak görmezler, bunun tam tersidir. Çocuklarıyla güçlü bağlar kurmak onlar için çok önemlidir.
Bir annenin üç yaşından önce çocuğunu kreşe veya anaokuluna göndermesi olağan değildir. Çocuklarını her yere taşıyan anneleri görmek daha yaygın bir şeydir. Daha geleneksel toplumlarda da görülen bu fiziksel temas, daha derin bağlar yaratır. Tenin yakınlığı aynı zamanda ruhun yakınlığı olur. Japon bir anne için, çocuklarıyla konuşmak çok önemlidir.
Aynı şey, babalar ve dedeler için de geçerlidir. Ailelerin konuşmak için bir araya gelmeleri çok yaygındır. Bir aile olarak yemek yemek ve hikayeler anlatmak en sık yapılan etkinliklerdir. Aile öyküleri tekrar tekrar anlatılır ve bununla birlikte, konuşulan şeylerin önemi ile birlikte bir kimlik ve aidiyet duygusu çocuğa geçirilir.
Bu yüzden Japon bir çocuğun öfke nöbetine kapılması çok nadir görülür. Onlar için karışıklık yaratmayan bir çevre ile çevrilidirler. Onlar, sevginin eksikliği hissetmezler. Dünyanın bir düzeni olduğunu ve her insanın bir yeri olduğunu algılamaktadırlar. Bu da onlara huzur verir, onları hassaslaştırır ve duygusal patlamaların gereksiz olduğunu anlamalarına yardımcı olur.

ÇOCUĞUNUZA SENİ SEVİYORUM DEYİN


Çocuklarınıza sevginizi gösterirseniz, hangi yaşta olursa olsun, kendilerini güvende hissederler ve özgüvenleri gelişir. İşte çocuğunuza sevginizi kelimelerle veya hareketlerle göstermenin yolları.

Seni seviyorum deyin – öylesine
Onu bir öpücükle uyandırın
Yatağa onu kendi ellerinizle yatırın
Beslenme çantasına bir not bırakın
Diğer insanların önünde ona iltifat edin
Sebebi yokken ona bir hediye alın
Onunla bir buluşma planlayın
Gününün nasıl geçtiğini dinleyin
Yastığının başucuna bir not bırakın
E-posta ile güzel bir mail gönderin
Hikâye okuyun
Doğduğu gün hakkında konuşun
Ona ne yapmak istediğini sorun ve onu yapın
Arabada beraber şarkı söyleyin
Ona teşekkür edin
Masayı beraber hazırlayın
Ondan özür dileyin
Ona “Ne olursa olsun seni seviyorum” deyin
Arkadaşlarıyla tanışın
En sevdiği yemeği pişirin
Onun en çok hangi özelliğini sevdiğinizi söyleyin
Hangi davranışını takdir ettiğinizi söyleyin
Ellerini tutun
Onun hangi konularda iyi olduğunu söyleyin
Beraber film izleyin
Bir battaniyeyi ortak kullanın
Yatmadan önce gıdıklayın
Yumuşak bir ses tonu kullanın
Ona bir şeyler öğretin
Beraber çılgınlıklar yapın
Sorular sorun
Öylesine bir alışverişe çıkın
Ona öncelik tanıyın
Eski resimlere beraber bakın
Onu kapıda karşılayın
Arkadaşlarının aileleriyle tanışın
Hatalarını affedin
Beraber yemek pişirin
Sizin için eğlenceli bir plan yapmasına izin verin
Onun kahraman olduğu hikayeler uydurun
Onun resimlerini sergileyin
Dikkatlice ödevlerinde yardımcı olun
Beraber oyunlar oynayın
En sevdiği televizyon programını beraber izleyin
Okula beraber yürüyün
Onun fikrini sorun
Kahvaltısını yatağına getirin
Dışarıda olsanız bile konuşmak için evi arayın
Beraber yürüyüşe çıkın
Beraber bisiklet sürün
Okuldaki durumunu yakından takip edin
Üzgün olduğunda ona sarılın
Birbirinizin fotoğrafını çekin
Beraber kütüphaneye gidin
Birbirinize şakalar yapın
Konuşurken gözlerinin içine bakın
Sinemada bir büyük patlamış mısırı beraber paylaşın
Ona verdiğiniz sözleri tutun
Birbirinize sırlarınızı anlatın
Beraber bir şeyleri tamir edin
Beraber lunaparka gidin
Beraber bilgisayar oyunu oynayın
Ona güvenin
Ona inandığınızı belli edin
Ona iyi bir örnek olun
Ona asla “çok işim var” demeyin
Beraber yolculuk yapın
Beraber pikniğe çıkın
Beraber dua edin
En sevdiğiniz oyuncağınızı ona anlatın
Bir kulaklıktan beraber müzik dinleyin
Yemeğinizi paylaşın
Bir buluşmadan dönüşte onu evde bekleyin ve nasıl gittiği üzerine konuşun
Ona araba sürmeyi öğretin
Ona kurduğunuz hayallerin onun geleceği için olduğunu söyleyin.

JAPONYA İLE İLGİLİ BİLGİLER

Japonya 6,800’den fazla adadan oluşmaktadır.

1. Japonya 6,800’den fazla adadan oluşmaktadır.


Japonya'da her yıl 1500 civarında deprem yaşanır.

2. Japonya'da her yıl 1500 civarında deprem yaşanır.

Japonya’da 100 yaşını geçmiş 50 binden fazla insan yaşamaktadır.

3. Japonya’da 100 yaşını geçmiş 50 binden fazla insan yaşamaktadır.

Japonya’da evcil hayvan sayısı çocuk sayısından fazladır.

4. Japonya’da evcil hayvan sayısı çocuk sayısından fazladır.

Japonya’da gece geç saatlerde dans etmek yasaktır.

5. Japonya’da gece geç saatlerde dans etmek yasaktır.

Dünya’da en uzun süre faaliyet gösteren şirket 578 – 2006 arası(1428 yıl) faaliyet göstermiş Kongō Gumi isimli bir Japon inşaat firmasıdır.

6. Dünya’da en uzun süre faaliyet gösteren şirket 578 – 2006 arası(1428 yıl) faaliyet göstermiş Kongō Gumi isimli bir Japon inşaat firmasıdır.

Japonya'da cep telefonlarının %90'ı su geçirmezdir çünkü Japon gençleri duşta dahi telefon kullanmaktadırlar.

7. Japonya'da cep telefonlarının %90'ı su geçirmezdir çünkü Japon gençleri duşta dahi telefon kullanmaktadırlar.

Japonya'da hem kahve içebileceğiniz hem de kediler ile vakit geçirebileceğiniz mekanlar mevcuttur.

8. Japonya'da hem kahve içebileceğiniz hem de kediler ile vakit geçirebileceğiniz mekanlar mevcuttur.

Japonya'da iş yerinde uyumak aşırı çalışmanın bir belirtisi olarak görüldüğünden kabul edilebilir bir eylemdir.

9. Japonya'da iş yerinde uyumak aşırı çalışmanın bir belirtisi olarak görüldüğünden kabul edilebilir bir eylemdir.

Japonya’da okuma-yazma oranı %100 dür.

10. Japonya’da okuma-yazma oranı %100 dür.

Japonya'da öğretmenler ve öğrenciler sınıf ve kafeterya alanlarını birlikte temizlerler.

11. Japonya'da öğretmenler ve öğrenciler sınıf ve kafeterya alanlarını birlikte temizlerler.

Japonya’da içinden otoban geçen bir bina vardır.

12. Japonya’da içinden otoban geçen bir bina vardır.

Japonya'da penis ve doğurganlığın kutlandığı bir festival mevcuttur.

13. Japonya'da penis ve doğurganlığın kutlandığı bir festival mevcuttur.

Dünyanın aksine Japonya'da kara kedilerin iyi şans getirdiği düşünülür.

14. Dünyanın aksine Japonya'da kara kedilerin iyi şans getirdiği düşünülür.

Japonya'daki birçok cadde ve sokağın ismi yoktur.

15. Japonya'daki birçok cadde ve sokağın ismi yoktur.

Japonya'da Okunoshima adında tamamen tavşanlarla dolu bir ada vardır.

16. Japonya'da Okunoshima adında tamamen tavşanlarla dolu bir ada vardır.

Japonya'da bebeklerin yüksek sesle ağlamasının kötü ruhları uzaklaştırıp sağlıklı bir yaşam sağladığına inanılıyor.

17. Japonya'da bebeklerin yüksek sesle ağlamasının kötü ruhları uzaklaştırıp sağlıklı bir yaşam sağladığına inanılıyor.

Japonya dışındaki en büyük Japon topluluğu Brezilya'dadır.

18. Japonya dışındaki en büyük Japon topluluğu Brezilya'dadır.

Japonlar yaptığı bir hatadan dolayı özür mahiyetinde saçlarını tıraş ederler.

19. Japonlar yaptığı bir hatadan dolayı özür mahiyetinde saçlarını traş ederler.

Japonya'da çizgi romanlar(manga) için kullanılan kağıt miktarı tuvalet kağıdı için kullanılandan fazladır.

20. Japonya'da çizgi romanlar(manga) için kullanılan kağıt miktarı tuvalet kağıdı için kullanılandan fazladır.

Taksilerin kapıları ise otomatik açılıp kapanma özelliğine sahip. Dolayısıyla kapıları çarpma gibi konusunda endişelenmenize gerek yok burada.

21. Taksilerin kapıları ise otomatik açılıp kapanma özelliğine sahip. Dolayısıyla kapıları çarpma gibi konusunda endişelenmenize gerek yok burada.

Bisiklet Ãœzerinde Bulunan Åžemsiye Tutucular

22. Bisiklet Üzerinde Bulunan Şemsiye Tutucular.Dolayısıyla iki elinizde gidonda oluyor, şemsiyeniz açık oluyor, ıslanmadan istediğiniz yere gidebiliyorsunuz. Artık yollara konsantre olabilirsiniz.







JAPON GELENEKLERİ

Japonya'da misafirlik olayları pek yoktur. Aileler dışarıda buluşurlar.

1. Japonya'da misafirlik olayları pek yoktur. Aileler dışarıda buluşurlar.

Ses çıkararak yemek yemek ve kaseyi kafaya dikmek yemeği beğendiğinizi gösterir.

2. Ses çıkararak yemek yemek ve kaseyi kafaya dikmek yemeği beğendiğinizi gösterir.

Selamlaşırken asla tokalaşmak, el sıkışmak ve sarılmak gibi temaslarda bulunmazlar.

3. Selamlaşırken asla tokalaşmak, el sıkışmak ve sarılmak gibi temaslarda bulunmazlar.

Kancho dedikleri geleneksel bir şakaları vardır.

4. Kancho dedikleri geleneksel bir şakaları vardır.

Tüm dünyada mavi erkek bebekleri, pembe kız bebekleri temsil ederken Japonya'da bu tam tersidir.

5. Tüm dünyada mavi erkek bebekleri, pembe kız bebekleri temsil ederken Japonya'da bu tam tersidir.

Kışın yalnızca oturdukları odayı ısıtırlar, geri kalanını israf olarak görürler.

6. Kışın yalnızca oturdukları odayı ısıtırlar, geri kalanını israf olarak görürler.

Japonya'da metrolar oldukça kalabalık olduğundan istasyonda insanları vagonlara itmekle görevli kişiler mevcut.

7. Japonya'da metrolar oldukça kalabalık olduğundan istasyonda insanları vagonlara itmekle görevli kişiler mevcut.

Bir Japon'la tartıştığınızda onu çelimsiz görüp fiziksel şiddet uygulamaya çalışmayın.

8. Bir Japon'la tartıştığınızda onu çelimsiz görüp fiziksel şiddet uygulamaya çalışmayın.Japonlar'ın hemen hepsi savunma sporlarına çokça önem verdiğinden karşınıza çıkan kişinin bu sporlardan biriyle uğraşmıştır.

Sokakta bir şey yiyip içmek görgüsüzlük olarak kabul edilir. Yalnızca dondurma yiyebilirsiniz.

9. Sokakta bir şey yiyip içmek görgüsüzlük olarak kabul edilir. Yalnızca dondurma yiyebilirsiniz.

İş yemeğinde patronunuz size içki ikram ederse mutlaka içmek zorundasınız.

10. İş yemeğinde patronunuz size içki ikram ederse mutlaka içmek zorundasınız.Fakat aynı zamanda sarhoş da olmamak zorundasınız.

Torpil asla söz konusu olamaz. Yaşı ve tecrübesi fazla olana her zaman büyük saygı duyar ve öncelik verirler.

11. Torpil asla söz konusu olamaz. Yaşı ve tecrübesi fazla olana her zaman büyük saygı duyar ve öncelik verirler.

Sözlü ya da fiziksel şiddet olayları oldukça az yaşanır. Tüm kızgınlıklarını bakışlarıyla ifade ederler.

12. Sözlü ya da fiziksel şiddet olayları oldukça az yaşanır. Tüm kızgınlıklarını bakışlarıyla ifade ederler.

japonyada evlat ile ilgili görsel sonucu

13. Japonya'da büyük yaşlarda insanlar da evlat edinilebilir.

Sadece evlere ve tapınaklara değil, müzelere ve bazı restoranlara ayakkabı çıkartılarak girilir.

14. Sadece evlere ve tapınaklara değil, müzelere ve bazı restoranlara ayakkabı çıkartılarak girilir.

Denize girmeyi pek sevmezler ama kaplıcalar Japon kültüründe oldukça önemlidir.

15. Denize girmeyi pek sevmezler ama kaplıcalar Japon kültüründe oldukça önemlidir.