Bu Blogda Ara

5 Ocak 2017 Perşembe

DEĞİŞİM VE GELİŞİM


Tavrınız Neden IQ'dan daha Önemlidir
Yüksek IQ, başarı için tek başına yeterli midir? Öyle olduğunuz düşünüyorsanız sabit zihniyetli olabilirsiniz. Ve bu durum değişimle başa çıkmanızı oldukça güçleştirebilir. Oysa hayat tamamen sürekli değişim ve gelişim üzerine kurulmuştur. İşte değişim karşısındaki tavrımızın gelişimimiz üzerindeki etkileri…
Konu başarı olduğunda bazı insanların akıllı olarak dünyaya geldiği ve geri kalan hepimizi gölgede bıraktığını düşünmek kolaydır. Fakat Stanford Üniversitesinde yapılan yeni araştırmalar bu fikrinizi (ve tavrınızı) değiştirecek.
Psikolog Carol Dweck bütün kariyerini tavır ve performans üzerinde harcadı, ve son çalışması gösteriyor ki takındığınız tavır IQ'nuzdan daha fazla başarının belirleyicisidir. 
Dweck insanların temel tavırlarının iki alt kategoriye ayrıldığını bulmuştur: Sabit Zihniyet ya da Gelişime Açık Beyin Yapısı.
Sabit Anlayışta siz kim olduğunuzu bildiğinizi var sayarsınız ve değişmeyeceğinize inanırsınız. Bu zorluklar ile mücadele ederken sorunlar yaratır çünkü üstesinden gelebileceğinizden daha zor gözüken bir şey sizi umutsuz ve çaresiz hissetmeye götürür.
Gelişime açık kafa yapısına sahip olan insanlar çaba göstererek gelişebileceklerine inanırlar. Onlar düşük IQ'ya sahip olsalar bile sabit zihniyete sahip insanlardan daha üstün performans sergilerler, çünkü onlar kendilerine yeni fırsatlar sunabileceğinden mücadeleleri kucaklarlar. 
Genel görüş akıllı olmak veya güven aşılamak gibi kabiliyetlere sahip olmayı önerecektir. Tabi ki böyledir. Ama sadece gidişat kolayken. Hayatta belirleyici faktör aksilikler ve zorluklarla nasıl başa çıktığınızdır. Gelişime açık kafa yapısına sahip insanlar aksilikleri kolları açık karşılarlar. 
Dweck'e göre, hayatta başarı, başarısızlıklarla nasıl götürdüğünüz ile alakalıdır. O gelişime açık kafa yapısına sahip insanların başarısızlığa yaklaşımını şöyle açıklıyor, "Hata bir bilgidir-biz onu hata olarak etiketleriz. Fakat o daha çok, 'Bu şekilde olmadı, ama ben bir problem çözücüyüm bu yüzden başka bir yolunu deneyeceğim."'
Grafiğin hangi tarafında olursanız olun bazı değişiklikler yapıp gelişime açık beyin yapısına ulaşabilirsiniz. Takip eden stratejiler beyin yapınız üzerinde ince bir ayarlama yaparak beyninizin gelişime ne kadar açık olduğu konusunda emin olmanızı sağlayacak.
Çaresiz Kalmayın. Hepimizin çaresizlikte dibe vurduğu anlara vardır. Burada sınavımız bu duygu haline nasıl bir tepki vereceğimiz ile alakalıdır. Ya ondan bir şeyler öğrenip ilerleriz veya bizi aşağı çekmesine izin veririz. Çaresizlik durumunda kendilerini bıraksalar asla oldukları kişiler olmayacak sayısız başarılı insan vardır: Walt Disney "hayal gücünden yoksun olduğu ve hiç iyi bir fikri olmadığı" için Kansas City Star'dan kovulmuştur. Oprah Winfrey hikayelerine "çok fazla duygusallık kattığı için" Baltimor'daki TV yönetmenliği işinden kovulmuştur. Henry Ford'un Ford'daki başarısından önce iki tane başarısız araba firması vardır ve Steven Spielberg USC Sinematik Sanatlar Okulun tarafından defalarca reddedilmişti. Bu insanlardan herhangi birinin sabit anlayışta olduğunu bir hayal edin ne olurdu? Onlar reddedilmelere yenik düşüp umutlarını kaybederlerdi. Gelişime açık bir beyin yapısına sahip olan insanlar çaresiz hissetmezler çünkü onlar başarılı olmak için başarısız olup tekrar sıçramaya istekli olmaları gerektiğini bilirler. 
Tutkulu Olun. Güçlü insanlar acımasızca tutkularının peşinde koşarlar. Her zaman bir yerlerde senden daha yetenekli birileri çıkacaktır ama sen bu yetenek eksikliğini tutkuların ile telafi edebilirsin. Güçlü insanların tutkusu onların mükemmelliği amansız takip etmeye iten şeydir. Warren Buffet en doğru tutkularınızı 5/25 tekniği olarak adlandırdığı teknikle bulmanızı öneriyor: En çok önemsediğin 25 şeyi bir yere not al sonra en alttan başlayarak 20 tanesinin üstüne çizik at. Geriye kalan 5 tanesi senin gerçek tutkularındır. Kalan hepsi sadece dikkat dağıtır. 
Harekete Geç. Açık görüşlü insanların korkularının üstesinden gelmesi bizden daha cesur olduklarından değil, sadece korku ve endişenin şok edici duygular olduğunu ve bu şokun üstesinden gelmenin en iyi yolunun harekete geçmek olduğunu bilmelerindendir. Gelişime açık insanlar güçlüdürler ve güçlü insanlar ilerleme kaydetmek için gerçekten mükemmel bir zaman olmadığını bilirler. O halde neden böyle bir zamanı beklesinler. Harekete geçmek hata yapma yönündeki bütün endişeni pozitif enerjiye dönüştürür. 
Daha fazla yol kat et. Güçlü insanlar en kötü günlerinde bile her şeylerini verirler. Her zaman daha fazla yol almak için kendilerini zorlarlar. Bruce Lee'nin çıraklarından bir tanesi her gün onunla 3 mil yol koşardı. Bir gün tam 3 mil tabelasına ulaşacakken Bruce, "Hadi 2 mil daha koşalım." Öğrencisi yorgundur ve "İki mil daha koşarsam ölürüm." Bruce'un cevabı? "O zaman koş" Öğrencisi beş mili bitirdiğinde baya sinirlenmişti. Bitkin ve sinirli bir halde Bruce'un karşısına çıkar ve Bruce'un yorumunu bekler, Bruce'un yorumu "Bırakırsan ölmekten bir farkın kalmaz. Sürekli olarak fiziksel ya da başka ne şekilde olursa olsun yapabildiğin şeylere sınır koyarsan bu geri kalan tüm hayatını etkileyecektir. Bu işine, ahlakına, bütün benliğine etki edecektir. Sınırlar yoktur. Yokuşlar vardır ama orada kalmamalısın. Onların ötesine gitmelisin. Bunu yapmak seni öldürecekse öldürür. İnsanın sürekli olarak seviyesini aşması gerekir."
Her gün biraz daha iyisini yapmazsan, o halde büyük olasılıkla her gün daha kötü duruma gidersin-ve bu nasıl bir hayat olur ki?"
Sonuçları Bekle. Gelişmiş anlayışa sahip insanlar zaman zaman başarısızlığa uğrayabileceklerini bilirler fakat onlar asla bunun sonuç beklemelerinden geri kalmalarına sebep olmasına izin vermezler. Sonuç beklentisi motive kalmanızı sağlar ve güçlenme döngüsünü besler. Bütün hepsinden sonra hala başaramayacağını düşünüyorsan o zaman neden rahatsız olasın?
Esnek ol. Herkes beklenmedik sıkıntılar ile karşılaşır. Gelişime açık anlayışa sahip insanlar sıkıntıları kendilerini başarmaktan geri tutan bir şey olmanın tam aksine gelişimin anlamı olarak görürler ve ona kucak açarlar. Beklenmedik bir durum güçlü bir insanı zorladığında onlar sonuç alana kadar beklerler. 
Bir şeyler istediğiniz şekilde gitmediğinde şikayet etmeyin. Yakınmak sabit zihniyetin açık bir işaretidir. Gelişime açık insanlar her şeyde bir fırsat arar bu yüzden yakınmanın onların yanında yeri yoktur. 
Sonuç Olarak
Yukarıdaki grafiğin sağ tarafında kalmak için her gün küçük şeylere nasıl tepki verdiğinizi takip edebilirsiniz.

DÜNYANIN EN ZENGİNİ NASIL YAŞIYOR ?


Bill Gates’i Geride Bırakıp Dünyanın En Zengin İnsanı
Olan İspanyol’un İnanılmaz Hikayesi

Dünyanın en zenginlerinin yer aldığı listede 2016 yılında Bill Gates ilk sıradaki yerini kaptırdı. Liste başında yer alan 79 yaşındaki tekstil imparatorunun ise inanılmaz bir hikayesi var. İşte o hikayeden çarpıcı bölümler…
 
ABD merkezli ekonomi dergisi Forbes’in yayımladığı milyarderler listesinde uzun bir aradan sonra zirve el değiştirdi.Dünyanın en zenginleri listesinde uzun zamandır bir numarada bulunan Microsoft kurucusu Bill Gates ikinci sıraya düşerken, Zara markasını da bünyesinde bulunduran İspanyol tekstil devi Inditex’in patronu Amancio Ortega oldu. Listede 2005 yılında 23’üncü, 2013 yılında 3’üncü olan Ortega 2016 yılı itibariyle 1’inci sıraya yükseldi.
 Forbes dergisi 79 yaşındaki İspanyol iş adamının varlığını 79 milyar dolar olarak gösterirken, ikinci sıradaki Bill Gates’in 78 milyar 100 milyon dolarlık serveti olduğunu açıklandı. Ortega’nın “dünyanın en zengin adamı” olduğu haberinin ardından sahibi olduğu Inditex şirketinin hisseleri tarihinin en yüksek seviyesine çıktı. Haliyle bu durum onun daha da zenginleşmesini sağladı, nihayetinde para parayı çekiyor.
1. Amancio Ortega, 28 Mart 1936 tarihinde Busdongo de Arbás, León, İspanya’da doğdu ve çocukluğu León’da geçti, 14 yaşında iken okulu bırakıp demiryolu işçisi olan babasının peşinden La Coruña, İspanya’ya taşındılar.
2. Tekstil sektörü ile tanışması burada oldu, bugün halen Coruna’da aynı yerinde çalışmaya devam eden Gala tekstil firmasında işi öğrendi.
3. Kısa bir süre sonra da 1972 yılında adını, isminin baş harflerinin tersinden okunmasından alan GOA konfeksiyon şirketini kurdu.
4. 1975 yılına gelindiğinde ilk eşi Rosalia Mera ile birlikte ilk Zara mağazasını açtı, aslında adını Zorba koymak istiyordu ancak bu isim çoktan alınmıştı. Ortega Zara’nın isim hikayesini şöyle anlatıyor: Artık bir marka yaratmak istediğimi biliyordum. Markanın adını Zorba koymak istedim, çünkü Anthony Queen’in ‘Zorba The Greek’ filmini çok beğenmiştim. Fakat isim için başvurduğumda bu ismin alındığını öğrendim ve çok üzüldüm. Onun yerine Zara’yı seçtim.”
5. Ortega halen bünyesinde Zara, Massimo Dutti, Oysho, Zara Home, Kiddy’s Class, Tempe, Stradivarius, Pull and Bear/Often ve Bershka gibi dünya çapında markalar barındıran Inditex Şirketler Grubu’nun çoğunluk hissesine sahip. Bu grubun dünya genelinde 6 bin mağazası ve 92.000’den fazla çalışanı vardır.
6. Amancio Ortega, yaşamında oldukça sıradan bir hayat sürüyor, kravat takmayı reddediyor ve genellikle kot ve tişört giyiyor.
7. Ortega işine son derece bağlı bir patron, şirketlerindeki üretim ve tasarım sürecinde oldukça aktif rol aldığı bilinmekte. Zaten “İşim benim değil ben işimin malıyım” diyerek bunu çok güzel özetliyor.
8. Ortega basında yer almayı kesinlikle sevmiyor, sadece bir kere Business week dergisine kapak olmuş, kapakta yer alan fotoğrafı da neredeyse medyadaki tek fotoğrafı. Çalışanlarının anlattığına göre öğlen yemeklerini kafeteryada çalışanlarla yiyor. Dünyanın tekstil ürününü üretmesine rağmen basit giyiniyor, mavi blazer ceket ve gri pantolon onun klasiği. Ünlü olmakla ilgili olarak da hiçbir derdi olmadığı anlaşılıyor. Ortega, “Neden basından bu kadar saklanıyorsunuz” sorusuna, “Sokakta sadece ailem ve birlikte çalıştığım insanlar tarafından tanınmak istiyorum” diye cevap veriyor.
9. Ortega’ya göre Zara’nın bu kadar başarılı olmasının sırrı ucuz fiyat politikası ve sürekli değişen kreasyon. Sık kreasyon değiştirmek onun için son derece önemli aynı zamanda müşterinin isteklerini en iyi anlayan kesimin satış pazarlama departmanı değil, sahada müşteriyle birebir ilişki halinde olan tezgahtarın olduğunu savunuyor Ortega. Belki de bu kadar büyük olmasının sebebi ayrıntılara bu kadar dikkat etmesidir.
10. Ortega’nın ne kadar sıradan bir hayat sürdüğünü oturduğu evden anlamak da mümkün, ikinci eşi Flora ile birlikte La Coruna’da bir apartman dairesinde yaşıyorlar.
11. Biz bu yazıyı hazırlarken, henüz güncellenmemiş olsa bile Bill Gates servetini 79 milyar doların üzerine çıkararak yine birinci sıraya yerleşti.
12. Sanırız Ortega buna çok sevinmiştir, zira bu kadar sade bir hayat yaşayan, göz önünde olmayı sevmeyen bir insanın dünyanın en zengin adamı olmasına sevinmesi pek olası gibi durmuyor.

LİDER DOĞULUR MU, SONRADAN OLUNUR MU , ?


Liderlikte 4 altın kural

Pozisyonunuz ne olursa olsun, liderlik özellikleriniz kariyerinizde büyük önem taşır. Akıllı şirketler ve çalışanlar, iş hayatında başarılı kalabilmek için liderlik özelliklerini geliştirmenin ne kadar önemli olduğunun farkındalar.
Geleceğiniz için hazırlanın:
Kariyer yolculuğunuz esnasında, birçok liderlik yeteneği öğreneceksiniz, aşağıdaki tavsiyeler de kariyerine hızlı bir başlangıç yapmanızı sağlayacak.
• İstekli olduğunuzu gösterin: Kişisel enerji bulaşıcı bir şeydir. Yapılan iş ne olursa olsun, o işe karşı istekli olduğunuzu gösterin. Diğer insanlar bunu gördüğünde onlar da işlerinde istekli olmaya başlayacaklar.
• İyimserlik yaratın: İşyerinde negatiflik, yıkıcı etkiler yaratabilir. Mesela patronunuz, bir projedeki yanlışlığı değil, sizden gelecek çözüm önerisini duymak ister.
• Yeniliklere açık olun: Yeniliklere karşı koyarsanız, iş hayatınızda başarılı olamazsınız. Mesela yeni bir projeye gönüllü olun ve değişim için diğer çalışma arkadaşlarınıza öncü olun.
• Takım Çalışmasına Yatkın olun: Günümüzde şirketler az kaynakla çok iş yapmak zorunda kaldıkları için takım çalışmalarına çok önem vermeye başladılar. Tek başınıza çalışmakta ısrar edip, başkalarını kontrol ederseniz, kariyer yolculuğunuzda zorluk çekersiniz.
Bir Liderin Görevleri Nelerdir?
Bir projede liderlik yapmanız gerektiğinde, kendinize yeni özellikler eklemelisiniz…
• Mümkün olduğunca çalışanlarınıza yetkiler verin. Projelerinizi, doğru kişilere verdiğinizden emin olun.
• Kendinizi işinize adamak, liderlik görevinizin en önemli kısmıdır. 8 saat çalışmak, bir işe kendinizi adadığınızı göstermez. İşinize ve kendinizi geliştirmeye bir gün içerisinde minimum 12 saat ayırın.
• Sizin özelliklerinizi tamamlayan çalışanları işe alın. Size benzeyen elemanlar aldığınızda, başarılarınızı kısıtlamış olursunuz. Becerilerinizden farklı becerilere sahip olan elemanları işe alırsanız, hedefinize daha kolay ulaşırsınız.
• Bu işi yapan arkadaşlarınızdan öneri alın. Bir projede ilk defa liderlik yaptığınızda, her şeyi bilemezsin. Bu işte en başarılı olan arkadaşlarınıza, bu işte nasıl başarılı olduklarını sorun.
• Çalışanlarınız yanında olun. Onlara ne kadar güvendiğinizi gösterin.