Bu Blogda Ara

4 Ocak 2017 Çarşamba

BEYNİNİ GÜÇLENDİR


BEYİN NASIL GÜÇLENİR
ABD’de yayımlanan Men’s Health dergisi beyni güçlendirmenin yollarını açıkladı
Duke Üniversitesi’nin Beyin Bilimleri Enstitüsü’nde görev yapan P. Murali Doraiswamy’e danışan dergi herkesin uygulayabileceği yöntemlerle daha sağlıklı bir beyne sahip olunabileceğini yazdı. Doraiswamy konuyla ilgili, “Belki korkutucu olabilir ama bir sınava yoğun çalışmak, kilo almak veya parti yapmak bile beyin devrelerine zarar verebilir.
Beyni güçlendirerek tüm bunları engelleyebilirsiniz” dedi. İşte beyni güçlendirmenin basit ama etkili yolları:
SIKI ANTRENMAN HAFIZAYA YARARLI
-Egzersiz yapmak beyin hücrelerinin gelişimini sağlayan proteinlerin salgılanmasını artırır. Doktor John J. Ratey, “Bu kalbinizin de beyninize daha fazla kan pompalamasını sağlar. Beyne çıkan glükoz ve oksijen de nöronların en uygun şekilde çalışmasına yardımcı olur” diyor. Birçok araştırma ayrıca egzersizin hafızayı güçlendirdiğini ve depresyonu engellediğini gösteriyor.
-Haftada 3 kez 40 dakikalık aerobik egzersiz 1 yıl boyunca yapıldığında yetişkin birinin beyinde hafıza ve bilgi depolamadan sorumlu sistem olan hipokampüsünü yüzde 2 oranında büyütür. Araştırma Illinois Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan Arthur F. Kramer tarafından yapıldı.
-Brezilya’da yapılan bir araştırmaya göre, 6 ay boyunca haftada 3 kez yapılan 60’ar dakikalık dayanıklılık egzersizi hafızayı geliştiriyor.
-Yetişkinlerin hafıza testleri 6 ay boyunca haftada 3 kez yapılan egzersizler sonucunda yüzde 14 oranında daha iyi çıkıyor.
SU YUDUMLAMAK YORGUNLUĞU ALIR
-Beynin sağlıklı olması için kalbe iyi gelen yiyeceklerle aynıları tüketilmelidir. Bunlar protein, iyi yağlar, tam tahıllılar ve antioksidan açısından yüksek yiyeceklerdir. Meyve ve sebze de tüketilmelidir.
-Kahvaltıda yumurta ve yulaf yenmelidir. Yumurtadaki kolin adlı madde beyin fonksiyonunu güçlendirir. Yulaf da lif açısından zengindir. Bu da kan şekerini düzenler.
-Kahvaltı sonrası atıştırmalıkta 8 badem ve 1 avuç yabanmersini tercih edilmelidir. Yabanmersini kan akışını artırır, bademde lif ve protein bulunur.
-Öğle yemeğinde somon ve fasülye salatası tercih edilmelidir. Somon omega 3 yağı, fasülye ise lif kaynağıdır.
-Öğle yemeği sonrasındaki atıştırmalık için bitter çikolata tüketilebilir. Antioksidan açısından zengindir, kafein de konsantrasyonu güçlendirir.
-Akşam vog içerisinde pişirilmiş 5 sebzeli körili - kahverengi pirinç tercih edilebilir. Sebzeler için patlıcan, soğan ve brokoli kullanılabilir.
-Akşam yemeği sonrasındaki atıştırmalık içinse bir avuç kiraz ve yoğurt yenebilir. Kirazdaki melatonin uykuyu düzenler. Yoğurttaki protein ve amino asitler sinir sistemini düzenler.
-15 dakikada bir su yudumlamak yorgunluğu alır.
-Kahve hafızayı güçlendirir ve dikkati toplar. Etkisi 6 saat sürer.
-Kahve tercih etmediğiniz durumlarda yeşil çay tüketin. Kafein oranı kahvedekinin üçte biridir.
-B12 vitamini yararlıdır.
MÜZİK ALETİ ÇALMAK FAYDALI
-Kavrama performansı 20’li yaşların ortalarından itibaren düşmeye başlar. Teksas Üniversitesi’nden Doktor Denise Park, bunu geliştirmek için zihinsel olarak karmaşık yeni şeyler öğrenmenin gerekli olduğunu söylüyor.
-Beyindeki dil, hafıza ve dikkat alanlarının gelişmesini sağlayan gri maddeyi artırmak için de egzersizler bulunuyor. Bunlar, dans dersi almak, yoga ve meditasyon yapmak, müzik aleti çalmayı öğrenmek, yabancı dil öğrenmek, kavrama geliştirici oyunlar oynamak ve satranç oynamak olarak açıklanıyor.
-Beyni geliştirmek için bir diğer yöntem, kitapların özetini çıkarmaktır.
-Problem çözmekten oluşan akışkan zeka testlerine giren kişilerin sonuçları, 1 ay boyunca haftada 5 kez 25’er dakikalık hafıza egzersizleri yaptıklarında yüzde 44 oranında iyileşiyor.

BAŞARI


BAŞARILI İNSANLAR
Hayat, stres üretme konusunda oldukça verimlidir, hemen hemen herkes bu streslerin yarattığı baskıdan payını alıyor. Ancak başarılı insanlar diğerlerinden farklı olarak baskı altında sakin kalmayı başarabiliyor. Peki başarılı insanlar stresi nasıl yönetiyor? İşte cevabı…
Başarılı İnsanların Baskı Altında Sakin Kalması
Duygularınızı yönetme kabiliyeti ve baskı altında sakin kalmak performansınızı direk etkiliyor. TalentSmart kuruluşu'nun bir milyondan fazla insan üzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda, en yüksek performansı gösterenlerin %90'ı stres anlarında sakin ve kontrollü kalmak için duygularını yönetebilme becerisine sahip olan kişiler olduğunu keşfettik.
Bültenimizi takip ederseniz stresin insanın fiziksel ve mental sağlığı üzerinde nasıl bir tahribat oluşturduğunu gösteren şaşırtıcı araştırma sonuçlarını okuyacaksınız. (Uzun süreli stresin beynin öz kontrol mekanizmasını nasıl dejenerasyona uğrattığını gösteren Yale'in araştırması gibi). Stres ve Stres'in beraberinde getirdiği endişe ile ilgili püf nokta Stres'in tamamen gerekli bir duygu olduğudur. Beynimiz nörolojik yapısı gereği harekete geçmek için stres duygusunun belli bir seviyeye ulaşmasını bekler. Doğrusu makul stres seviyelerinde artan dikkat ve ilgi sonucu oluşan performans zirveleri (En iyi performans). Yani aslında stres uzun sürmediği sürece zararsızdır.
Kaliforniya Üniversitesi ve Berkeley de yapılan araştırmalar makul stres düzeylerindeki artışı ortaya çıkartmıştır. Fakat aynı zamanda stres'in kontrol altında tutulmasının önemini göstermiştir. Çalışma, doktora öğrencisi Elizabeth Kirby liderliğinde yapılmıştır. Kirby stres başlangıcının beyni hafıza gelişimine katkıda bulunan yeni hücrelere bölünmeye yönlendirdiğini ortaya çıkarmıştır. Yani uzun sürmeyen başlangıç seviyesinde stres beynin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Fakat bu etki sadece aralıklı stres durumunda söz konusudur. Stres bir kaç dakikanın ötesine geçip uzun süreli duruma geçtiği zaman beynin yeni hücre geliştirme kabiliyetini bastırmaya başlıyor.
Sanırım kısa süreli stresli olaylar beyni alarmda tutuyor. Alarm durumunda iken insan daha iyi performans sergiliyor. Kirby'ye göre, Hayvanlar için kısa süreli stres, sadece bulundukları an içerisinde etraflarında bulunan fiziksel tehdit unsurlarının toplamıdır. Bu durum bulundukları anla sınırlı daha fazla devam etmiyor. Uzun zaman önce bu durum insanlar için de aynıydı. İnsan beyni değişip daha karmaşık hale geldikten sonra tekrar eden olaylar üzerinde daha fazla durma ve endişelenme kabiliyetlerimiz de arttı. Bu da uzun süren stres deneyimlerini arttırdı.
Stres, kalp krizi riski, depresyon ve obeziteyi arttırmasından öte bir de zihinsel performansınızı da düşürüyor. Allah'tan bir aslanın sizi kovalaması sonucu yaşadığınız stres dışında yaşanan stresin tamamı sübjektiftir ve kontrol edilebilir. Stresli durumlarda en iyi performans gösterenlerin stres ile başa çıkma konusunda iyi geliştirilmiş stratejileri vardır. Bu onların stres seviyelerini çevrelerinde gelişen olaylardan bağımsız olarak düşürüyor ve yaşadıkları stresin uzun süreli değil kısa süreli stres olduğuna onları ikna ediyor.
Başarılı insanların başvurduğu çok sayıda etkili stratejiler üzerinde çalışırken 10 tane en iyisini aşağıda sayacağım.Bu stratejilerden bazıları bilinen şeylerdir. Fakat asıl zorluk stresli durum anında onlara ihtiyacınız olduğunda onları hatırlamak ve stres olmak yerine onları kullanırken nerede kullanacağımızı bilmektir.
1. Onlar elindekilere değer verirler, minnet duygusuna sahiptirler.
Zamanınızı minnettar olduğunuz şeyleri düşünmeye ayırmak iyi bir şeydir ama sadece o kadar değil. Bunu yapmak aynı zamanda sizi iyi bir moda sokar çünkü minnettarlık duygusu stres hormonu kortizolünü %23 azaltıyor. Kaliforniya Üniversitesinde yapılan araştırmalar minnettarlık duygusuna kendini adayarak çalışan kişilerin iş yerinde her zaman iyi mod da olduklarını, enerjik olduklarını ve fiziksel olarak da kendilerini iyi hissettiklerini kanıtlamıştır. Bu olumlu durumun oluşmasında düşük seviyedeki kortizolün çok önemli bir rol oynadığı muhtemeldir.
2. "Ya...ise?" gibi sorular sormaktan kaçınırlar.
"Ya...ise?" ifadeleri stres ve endişe ateşine benzin dökmek anlamına gelir. İhtimaller üzerinde durduğunuzda bir şeyler milyonlarca değişik yöne kayabilir ve ne kadar fazla ihtimalleri düşünmekle zaman kaybederseniz o kadar stresi kontrol altına almak için odaklanabileceğiniz vaktinizden gider. Sakin insanlar "Ya...ise?" sorularının kendilerini nereye götüreceğinin farkındadır ve orası hiç de gitmek isteyecekleri veya ihtiyaçları olan bir yer değildir.
3. Pozitif kalıyorlar
Pozitif düşünceler beyninizin dikkatini tamamen stresten arındırılmış şeylere odaklayarak korkuyu ve irrasyonel düşünceleri susturur. İki kutup arasında gidip gelen beyninize pozitif şeyler düşünmek için biraz yardım etmelisiniz. Herhangi bir pozitif düşünce yeniden odaklanmanızı sağlar. Bir şeyler iyi gittiğinde ve iyi bir mod da olduğunuz zaman bu nispeten kolaydır. Zor kararlar üzerinde çabalıyor ve beyninize negatif düşünceler akın ediyorken bu durum biraz mücadeleci olabilir. O anda o gününüzü düşünün ve ne kadar uzun sürdüğü önemli değil, olumlu bir anınızı hatırlamaya çalışın. O gün herhangi olumlu bir şey bulamıyorsanız önceki günü düşünün hatta önceki haftayı düşünün ya da belki heyecan verici bir olayı hatırlayabilirsiniz. Buradaki önemli nokta stresi azaltmak için dikkatinizi mantıklı düşünmeye kaydıracak olumlu şeyler bulmaktır.
4. Dış Dünya ile bağlantılarını keserler
Stresi kısa aralıklarda tutmanın önemi göz önüne alındığında süreğen zamanı belli aralıklarda dış etkenlerden bağımsız hale getirmek stresi kontrol altında tutmak için size yardımcı olacaktır. 7/24 çalışmaya elverişli olduğunuzda kendinizi sabit stres faktörlerine maruz bırakıyorsunuz. Kendinizi çok kısa bir anlık bile olsa offline duruma getirip telefonlarınızı kapatın, bu vücudunuzun dinlenmesi için bir mola olacaktır. Çalışmalar bir mail gelmesi gibi anlık bir aranın bile stres seviyesini düşüreceğini gösteriyor.
Konu e mailden açılmışken, günümüz teknolojisi sürekli iletişime ve  7/24 müsait olma beklentilerine olanak tanıyor. İş yerinde değilken bile bir e posta telefonunuza düştüğünde stresten uzak anlarınızın tadını çıkarmak son derece zor hale getiriyor ve sizi iş ile ilgili düşünmeye zorlayıp stres ortamına geri çekiyor. İş ile ilgili iletişiminizi zaman zaman koparmanız gerekiyor. Eğer ki çalışma günlerinde kendinizi iş ile ilgili iletişimden koparmak çok sıkıntılı oluyorsa peki çalışmadığınız günlerde bunu yapsanız nasıl olur. Bağlantınızı koparıp offline olacağınız zaman bloklarını seçin. Bu molaların ne kadar ferahlatıcı olduğunu ve haftalık programınıza konulan bu mental şarjlar sayesinde stres seviyesini ne kadar düştüğüne şaşıracaksınız. Eğer bu durumun olumsuz yan etkilerinden endişe duyuyorsanız öncelikle bunu sizinle bağlantıya geçilmesi imkansız olan zamanlarda deneyin_ Bu Pazar Sabahı olabilir veya hafta sonu çalışıyorsanız izin gününüzün sabahı olabilir. Bu şekilde ilerleme kaydettiğinizi gördüğünüzde ve iş arkadaşlarınız da sizinle bağlantıya geçmekten vazgeçip bu durumu anlamaya başladıklarında kademeli olarak teknoloji ile olan bağlarınızı koparabilirsiniz.
5. Kafeini Kısarlar
Kafein içmek adrenalin açığa çıkmasını tetikler. Adrenalin "Savaş ya da kaç Tepkisi" nin kaynağıdır. Hayatta kalma mekanizması size şunu anlatır. Tehdit varsa panik halde kaç ya da ayağa kalk ve dövüş. "Savaş ya da kaç" mekanizması hemen tepki verme uğruna rasyonel düşünceden kaçınır. Bir ayı sizi kovalıyorsa bunu yapmanız harika bir seçim olur ama kısa ve kaba bir email'e cevap yazarken o kadar da harika bir seçim sayılmaz. Kafein zihninizi ve bedeninizi aşırı uyanık stres durumuna soktuğunda duygularınız davranışlarınızın üzerinde hareket eder. Kafeinle birlikte oluşan stres kısa aralıklarla oluşan normal stres düzeyinden çok ilerdedir.
6. Düzenli Uyurlar
Yıllardır bunun kavgasını veriyorum fakat uykunun duygusal zekayı arttırıcı etkisini ve stres düzeyini yönetme konusundaki önemini yeterince anlatamadım. Uyuduğunuz zaman beyniniz kelimesi kelimesine kendini yeniden şarj eder. Uyuduğunuzda beyniniz gün içinde yaşanan şeylerin arasında dolanır ve yararlı bulduğunu kaydedip yararsız olanlarından kurtuluyor. (Bunlar rüyalarınıza yansıyor.) Böylecene zinde ve boş bir kafa ile uyanıyorsunuz. Yeterince uyumadığınız ya da doğru bir uyku şekli ile uyumadığınız zaman dikkatiniz, self kontrolünüz ve hafızanız bundan olumsuz etkilenir. Uykusuzluk hali, stres faktörlerinden hiç birisi yokken bile kendi kendine stres hormonu seviyesini yükseltir. Stresli projeler sizi uyumak için vaktiniz olmadığı duygusuna yöneltir. Fakat tüm gece alınan uyku sizin bazı şeyleri kontrol altına almanızı sağlar.
7. Olumsuz iç konuşmaları bastırırlar
Stresi yönetmede en önemli adımlardan bir tanesi de kendi kendine olumsuz şeyleri düşünmeyi durdurmaktır. Ne kadar kendi kendinize olumsuz konuşmalar yaparsanız o kadar değerli vaktinizi ve enerjinizi onlara boşa harcarsınız. Çoğu olumsuz düşüncelerimiz düşünce olmaktan öteye gitmez, gerçeklik payı yoktur. İçinizden geçen olumsuz konuşmalara inandığınızı gördüğünüz anda durun ve içinizden geçen o şeyleri not edin. Elinizdeki işi bırakın ve düşündüklerinizi not edin. Bir kere olumsuz düşüncelerinizin gidişatını yavaşlattığınız zaman daha rasyonel ve zihni açık bir şekilde onların geçerliliğini değerlendirebilirsiniz.
"Asla", "Hiç Bir zaman", "En Kötü", gibi ifadeleri kullandığınız zaman, ifadelerinizin doğru olmadığını iddia edebilirsiniz. Hala yazmış olduğunuz ifadelerin doğru olduğuna inanıyorsanız onları bir de güvendiğiniz bir arkadaşınıza gösterin o da sizinle aynı fikirde mi. Sonra gerçek ortaya çıkacaktır. Size hiç olmayan bir şey izlenimi vermeye başladığında belli ki bu olumsuz düşünceler beynin olumsuzluk eğiliminden kaynaklanıyor. Beyin olayların şiddetini frekansını ve şiddetini abartmaya eğilimlidir. Bu tarz düşünceleri ortaya çıkarıp onları etiketleyip gerçeklerden ayırdığınız zaman sizi negatif düşünce sarmalından kurtaracak ve yepyeni bir pozitif görünüme kavuşturacaktır.
8. Perspektiflerini yeniden şekillendirirler
Stres ve endişe hepsi bizim olayları çarpık algılamamız ile alakalıdır. Gerçekçi olmayan sınırlarımız, affetmeyen patronlar ve sinir bozucu trafiğin strese sebep olduğunu düşünmek kolaydır. Koşullarınızı kontrol altında tutamazsınız ama onlara nasıl cevap vereceğinizi kontrolünüz altında tutabilirsiniz. Bir durum üzerinde uzun uzun durmadan önce durumu derinliğine anlamak için bir dakikanızı ayırın. Bunu ne zaman yapacağınızdan emin değilseniz stresi oluşturan faktörlerin yaşanan stres ile orantısına bakabilirsiniz. "Her şey ters gidiyor", "Hiç bir şey yoluna girmeyecek" gibi çok geniş kapsamlı şeyler düşünüyorsanız o halde yaşadığınız tersliklerin kapsam alanını daraltın. Her şey yerine tek tek şeyler üzerinden gidin. Tam olarak nelerin ter gittiğini kendi kendinize sorun ve not edin. Büyük ihtimalle bir kaç şey bulacaksınız -her şey değil- ve bu stres faktörlerinin kapsamı içinizde yaşadığınız strese oranla çok daha azdır. 
9. Nefes Alıp Verirler
Stresin süresini azaltmanın en kolay yollarından bir tanesi de her gün yapmış olduğunuz bir şey: Nefes almak. Nefes alışınız ile beyniniz sadece elinizdeki işe odaklanmanızı ve stres maymununu arka plana atmanızı sağlar. Stresli hissettiğiniz zaman bir kaç dakika durun ve nefes alış verişinize odaklanın. Kapıyı kapatın diğer bütün dikkat dağıtıcı unsurları kendinizden uzaklaştırın ve oturup sadece nefes alıp verin. Buradaki amaç bütün vaktinizi nefes alış verişinize odaklamaya verip beyninizin mantıksız düşüncelere kaymasını önlemektir. Nefes içinize çekip vermenin tam olarak nasıl bir his olduğu üzerinde düşünün. Bu kulağa basit geliyor ama bunu bir iki dakikadan uzun yapmak çok zordur. Başka düşünceleriniz bunu yapmanızı engelleyebilir başlangıç için bu sorun değil. Siz tekrardan dikkatinizi nefesinize verin. Eğer nefes alış verişinize odaklanmak çok güç oluyorsa o halde 1 den 20 ye kadar nefes alış verişlerinizi saymaya başlayın, arada kaçırdığınız sayılar olursa o kadar önemsemeyin baştan alabilirsiniz.
Bu görev çok basit hatta saçma gelebilir. Fakat bunu yaptıktan sonra ne kadar sakinleştiğinize ve rahatsız edici düşüncelerin ne kadar hızlı dağıldığına şaşıracaksınız. Bunu yapmasaydınız o olumsuz düşünceler kalıcı olarak beyninizde yer edeceklerdi.
10. Destek Alırlar
Her şey ile kendi başınıza mücadele etmek size cazip gelebilir ama bu tamamen etkisizdir. Sakin ve verimli olabilmek için zayıf yanlarınızı hatırlamaya ihtiyacınız vardır ve bunu için de yardım almalısınız. Durum sizi bunaltacak kadar zorlu ise destek sisteminize başvurabilirsiniz. Herkes için iş yerinde veya iş dışında kendilerini zor durumdan çıkarmak için yardım etmeye hazır kişiler vardır. Hayatınızdaki bu kişileri tespit edin ve ihtiyacınız olduğunda onların düşüncelerine ve desteklerine başvurmak için çaba gösterin. Endişeleriniz hakkında konuşmak gibi basit görünen bir şey bile size stres ve endişeleriniz ile ilgili açılma şansı verecek ve duruma yeni bir bakış açısı ile bakma olanağı tanıyacak. Çoğu zaman diğer insanlar sizin göremediğiniz çözümleri görürler çünkü onlar sizin yaşadığınız durumun duygu halinde değildirler. Yardım istemek stresinizi azaltır ve desteğine başvurduğunuz insanlarla aranızda güven ilişkisi oluşturacaktır.
Yazar: Azmi Ulaş

KENDİNE GÜVEN


KENDİNE GÜVEN
Özgüven önemli bir kişisel özelliktir; yaşamla baş etmemizi ve sorunlarla gerçekçi bir şekilde mücadele etmemizi sağlar ve zorluklara dayanmamızı kolaylaştırır. Özgüven kazanma süreci, yaşamın önemli zorlukları ile başa çıkma gücüne sahip ve mutlu olmaya layık bir kişi olma deneyimidir.
Özgüven insana güç verir, enerjisini artırır ve daha fazla çaba göstermeye özendirir. Başarı için ilham kaynağıdır. Başarılarımızla gurur duymamızı ve onlardan keyif almamızı sağlar.
Bizim yaklaşımımıza bağlı olarak başka insanlar ve dışımızdaki olaylar özgüvenimizi yükseltebilir ya da bitirebilirler. Yaşama özgüvenli bir şekilde yaklaşmak ve bunu sürdürmek önemlidir. Ancak, aşırı bir güven duygusu ile hareket ederek kendimizi ve diğer insanları tedirgin etme riskini de almamak gerekir.
Özgüvenimiz olmadığında işleri yapabilme yeteneğimizden emin olamayız. Gerekli beceriye ve deneyime sahip olduğumuzu bildiğimiz halde daha önce hiç yapmadığımız bir işle karşılaştığımızda endişeleniriz. Birçok durumda, özellikle karar vermemiz, inisiyatif kullanmamız veya yeni insanları işin içine katmamız gereken durumlarda rahatsız ve huzursuz oluruz.
Buna karşın, aşırı bir güven duygusu içinde davrandığımızda; sınırlarımız olduğunu kabul etmek istemeyiz, yeteneklerimiz hakkında gerçekçi olmayan düşüncelere kapılırız. Üzerimize aşırı iş yükü alırız, böylece her zaman iyi iş yapamayız. En iyiyi bizim bildiğimizi düşünürüz, önerileri göz ardı ederiz, bize yardım etmek isteyenleri de genellikle reddederiz.
Olması gereken düzeyde bir özgüvene sahip bulunduğumuzda ise; en iyi için çaba göstereceğimizi ve kabul edilebilir bir sonuç ortaya koyacağımızı bilerek işleri ele alırız. Bir işi yapamadığımızda mazeret üretmek yerine yeniden denemeye başlarız. İlk seferinde tümüyle doğru olarak anlamadığımız ya da yapamadığımız bir işin dünyanın sonu anlamına gelmediğini biliriz. Hatalarımızı dert etmek yerine onlardan ders almasını becerebiliriz. Bir çok durumla ve sorunla daha iyi baş edebiliriz.
Özgüven hedeflerimizin peşinden giderken bize güç verir. Başarılarımızla doyum ve rahatlık hissetmemize izin verir. Özgüvenimizin güçlü olması durumunda başarı bize doğal ve doğru gelir.
Birçoğumuz, belirli zamanlarda, belirli insanlarla ve belirli durumlarda kendimizi güvenli hissederken bazı durumlarda, zamanlarda ve bazı insanların karşısında özgüvenimizi yitiririz. Kendimize olan güven duygumuzu nelerin etkilediğini doğru anlamamız gerekir.
Bunun için şu soruları kendimize sormalıyız ve dürüst cevaplar vermeliyiz.
Ø Kendimize en çok güvendiğimiz zamanlar hangileridir? Yeteneklerimizden emin olduğumuz ve kendimizi en rahat hissettiğimiz durumlar nelerdir?
Ø Karşısında özgüvenimizin en yüksek olduğunu düşündüğümüz insanlar kimlerdir? Niçin?
Ø Onlar, bize özgüvenimizi artıracak ne söylüyorlar veya ne yapıyorlar?
Ø Ne zaman kendimize olan güvenimizin en düşük olduğunu hissediyoruz?
Ø Özgüvenimizi azaltanlar nelerdir? Hangi insanlar ve hangi durumlar bizim kendimizi güvensiz hissetmemize neden oluyor? Söylenen ya da yapılanlar nelerdir?
Bu sorulara cevap verirken hazır olmadığınız yeni durumlardan ya da kıyafetinizin ve dış görünümünüzün iyi olduğu zamanlardan söz edebilirsiniz. Özgüven, çoğunlukla, kendimizi nasıl hazırladığımız ve kendimizi nasıl gördüğümüz ile ilgilidir. Özgüven gelip giden, azalıp artan bir duygudur. Bazı günler kendimizi diğer günlere göre daha güvenli ve güçlü hissederiz. Bazı günlerde de kendimizi arkadaşlarımızın yanında yetersiz hissederiz veya kendi yeteneklerimizi sürekli olarak onlarınki ile kıyasladığımız durumlar yaşarız.
Özgüvenimizin zayıfladığı durumlarda yapabileceğimiz ilk iş, hiç kimsenin mükemmel olmadığını kabul etmektir. Belki, başka insanların sizin sahip olmadığınız becerileri vardır. Ancak, siz de büyük olasılıkla onların yapamadığı bazı şeyleri yapabiliyorsunuz.
Özellikle, onlarla rekabet edebileceğiniz alanlarda kendi yeteneklerinizi geliştirmeye odaklanın. Tüm yapabileceklerinizi aklınıza getirin, yapamayacaklarınız için fazlaca endişelenmeyin, onlara takılıp kalmayın.
Özgüveni artırmanın iyi bir yolu, yaşamdaki başarılarımızı hatırlamaktır. Sahip olduğumuz tüm yeteneklerimizi, iyi kullandığımız becerilerimizi aklımıza getirelim ve güvenli davranarak kazançlı çıktığımız zamanları hatırlayalım.
Eğer, siz de özgüveninizi kazanmak ve geliştirmek istiyorsanız, yeteneklerinizi önemseyin ve kabuğunuzdan çıkın. Daha rahat ve girişken davranmayı öğrenin. Fikirlerinizi daha sesli ifade edin. Sorumluluklar alın. İş yaşamınızda karar alma süreçlerinde ve uygulamalarda daha aktif olarak kendinizi gösterin. Enerjik olmak için bu tür insanları kendinize örnek alın. Cesaretli olun, hata yapmaktan korkmayın. Başarısızlıkların birer ders olduğunu ya da başarı yolunda küçük molalar olduğunu düşünün. Elde ettiğiniz her başarıyla özgüveninizin arttığını göreceksiniz.
Yazar: İsmet Barutcugil