Bu Blogda Ara

24 Mayıs 2012 Perşembe

GÜZEL SÖZLER - 2

İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, 
fikirleriyle ve karakterleriyle uğurlanırlar...





Amacımız imkansızı mümkün, 
mümkünü kolay, 
kolay da zarif ve zevkli yapmanın yollarını bulmaktır.





Yürü ! 
Hür maviliğin bittiği son hadde kadar,
İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar...





Fedakâr Olan Gönülden Sevendir, 
Yürekli Olan Kendini Bilendir, 
Umutlu Olan Yaşamayı Sevendir, 
Unutmayan Dost Bir Ömüre Bedeldir...




Hayat yaşla değil,
yaşamakla anlaşılır…!






Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan 
önce kendisinden başlamalıdır...





Gerçek mutluluğun kendi içinizde yattığını fark edin. 
Huzur, mutluluk ve neşeyi dış dünyada aramayı bırakın. 
Paylaşın... Gülümseyin... Kucaklaşın...





Kalp bir bahçe gibidir,
mutlaka bişeyler bitecektir.
O halde güzel şeyler ekin güzel şeyler bitsin...





Mükemmel şeyler ancak, 
içlerindeki bir şeyin koşulların üzerinde olduğuna 
inanma cesaretini gösterenler tarafından yapılmıştır.





Yarınlar; 
yorgun ve bezgin kimselere değil, 
rahatını terk edebilen gayretli insanlara aittir...





Bir güzellik yap kendine.
Kimseleri sevmediğin kadar, kendini sev sadece.
Bırak seni sevmeyenler üzülsün;
Yüreklerine sığamayacak kadar büyüksün diye...





Dün rüya, yarın hayaldir
Dünü mutlu, yarını umutlu yapan bugündür.
Onun için bugüne iyi bak,
Gülümse.....

GÜZEL SÖZLER - 1

Sevgi her şeyi birleştirir,
Sevmek, inanmak demektir.
Siz kendinize inanın, başkaları da size inanacaktır...


Daha iyi yaşamak istiyorsan ,
Kötü düşüncelerini öldür...


MUTLU OLMAK İÇİN BEŞ BASİT KURAL: 
Çok ver...
Basit yaşa ...
Daha az bekle...
Kalbini nefretten arındır...
Zihnini endişelerden arındır ...



Düşündüğünüz İnandığınız, Ve 
Güvenle beklediğiniz her şey Mutlaka gerçekleşir...!



Asıl özgürlük, 
başkaları gibi ya da herkes gibi
düşünmeye mecbur olmama özgürlüğüdür...!


Yaşamak; servettir, korumayı bil...
Yaşamak; bilmecedir, çözmeyi bil...
Yaşamak; güzelliktir, kıymetini bil...
Yaşamak; mutluluktur, tatmayı bil...

Yaşamak; aşktır, sevgidir, keyfini çıkarmayı bil...


Yaşam gülmeyi ,sevgi hak etmeyi, 
vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir...


Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer,
İçsen de tükenir içmesen de.. 
Bu yüzden hayattan tat almaya bak, 
Çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da...


Kötümser yanlız tüneli görür, 
İyimser tünelin sonundaki ışığı görür, 
Gerçekçi tünelle birlikte ışığı ve de gelecek treni görür...


Hayatta üç şeyden vazgeçmeyin ;
SEVMEKTEN, GÜLÜMSEMEKTEN VE HAYALLERİNİZDEN.....

22 Aralık 2011 Perşembe

AZMİN ZAFERİ


Türkiye’nin en ucundaki Hakkari’nin, kaderine terk edilmiş bir dağ köyünde dünyaya geldi. Yoksulluk bir yanda, kan ve göz yaşı öte yandaydı. Ya dağa çıkacaktı ya da okuyup kendini kurtaracaktı. O ikincisini seçti. Çobanlık yaparken üniversiteyi kazandı ve hayatını değiştirdi... İşte bir azmin zaferi öyküsü...

HAKKARİ’NİN DAĞ KÖYÜNDEN BOĞAZ KIYISINDAKİ BAHÇEŞEHİR’E

Kan davası ve terörün içine doğdu. Okumak, kendini kurtarmak istiyordu ama ailesinin maddi gücü yoktu. Bütün yardım talepleri cevapsız kaldı. Kazandığı İstanbul'daki Bahçeşehir Üniversitesi'ne son çare olarak yazdığı bir mektup kaderini değiştirdi. Muhammed Cemal Demir, adı mayın patlamalarıyla anılan Hakkari'nin Geçit dağ köyünden İstanbul Boğazı kıyısındaki özel üniversiteye ve özel yurda yerleşti. Şimdi teknolojide nam salmış bir bilim insanı olmak istiyor

Geçen yıl tam da bu zamanlarda patlayan bir mayınla dokuz kişinin yaşamını kaybettiği Hakkari'nin Geçitli Köyü'nde Muhammed Cemal Demir, üniversite hayalleri kuruyordu. Yedi çocuklu köyün imamı Mehmet Demir'in en büyük oğlu. Türkçeyi ilköğretime başladığında öğrendi. Okumak için çok çaba harcadı. Köyündeki okul kapatılınca, dokuz yaşında ailesinden uzaktaki Yatılı Bölge İlköğretim Okulu'na gitti. Meraklıydı, araştırmacıydı, öğretmenlerine göre, çok zekiydi.

Ama Hakkari Fen Lisesi'ni kazandığında bile umduğunu bulamamıştı.Çünkü, ilk üç ay ne okul, ne de öğretmen yüzü görebildi. Okul binasının inşaat tamamlandığında yurt bulunmadığından okul ile ev arasındaki 30 kilometrelik yolu sabah-akşam terör kurbanı olma korkusuyla gidip gelmeye başladı. Bu yüzden bir yıl boyunca ilk dersleri hep kaçırdı. Zaten okula gelen öğretmen de terörden yılıyor, bir gördükleri öğretmeni ertesi ay göremiyorlardı. Bütün bunlara rağmen Muhammed Demir TÜBİTAK Proje Yarışması'nda bölge üçüncüsü oldu.

ÜNİFORMAYLA YAKMA TEHDİDİ

Yaz tatillerinde koyun güdüyor, ot topluyor, bütün zamanını babasına yardım ederek geçiriyordu. Kaderini değiştirmek istiyor ama bunun hiç de kolay olmadığını görüyordu. Kimi zaman PKK'lıların "Okula gitmeyeceksiniz, sizi formayla yakarız" tehdidi karşısında evinde oturuyor, kimi zaman da yayla meselesi yüzünden kavgalı oldukları köylülerin, kendisini de aile büyükleri gibi vurmaması için saklanıyordu.

Muhammed Demir yine de, "Uzaya çıkmak gibi" dediği üniversitenin hayalleri kuruyordu. Taa ki geçen yıla kadar. Yatılı okulda yatakhaneyi paylaştığı arkadaşları ve akrabalarının da aralarında olduğu dokuz kişi mayın patlaması nedeniyle ölünce umutları da o kaybedilen canlarla birlikte söndü. Sınav günü bile Muhammed kasabaya inerken, bir yayla meselesi yüzünden amcası dövüldü. Ailesi ona da bir şey olmaması için apar topar sınav salonuna attı Muhammed'i. Sonrasında da bir hafta boyunca bir yerde saklandı. Herkes ondan tıp bekliyordu ama sonuçlar geldiğinde umduğu puanı bulamamıştı.

SOMALİ YARDIMCILARINA BAŞVURDU

Yine de LYS'den aldığı 337 puanla tercih yaptı. Bahçeşehir Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü'nü ilk sıralara yazdı. Tercih sonuçları açıklandığında 'kazandı' kağıdını alınca oturdu, okuyabilmek için her yere mektup yazdı. İlk olarak Somali için televizyonda toplanan paralarda en yüksek yardımları yapanlara mail attı. Cevap gelmedi.

Sonunda istediği üniversite olan Bahçeşehir Üniversitesi'nin Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ve Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın'a hitaben, "Kurtarın beni bu terör belasından" başlıklı bir mektup yazdı. Mektubu okuyan Yücel ve Yalçın, Güneydoğu'nun terörle anılan bu şehrindeki gence elini uzattı. Bir yıl hazırlık sınıfı da olmak üzere 120 bin lira tutan beş yıllık eğitim masrafını karşıladılar ve bunun yanında özel bir yurtta kalma imkanı sağladılar Muhammed'e. Hakkari'nin dağ köyünde koyunları otlatırken okuyan Muhammed Demir, şimdi Boğaz'a nazır üniversitede eğitim görecek.

SOMALİ'YE YARDIM EDENLER BANA DA EDER DİYE DÜŞÜNDÜM

Bahçeşehir Üniversitesi burs vermeseydi ne olurdu?

- Bu okulu tercih formuna yazarken özel olduğunu biliyordum. Dayım, babam bana çok kızdı, "Nasıl okuyacaksın" dedi. Bir ramazan sabahı sahura kalktım. Televizyonda yardımseverlerin Somali için topladığı yardımlar gördüm. Bana da ederler diye düşündüm. En fazla yardım yapanların isimlerini aldım, mesaj çektim, mektup yazdım. Ama kimse bana yanıt vermedi.

Son çare olarak üniversiteye mektup yazdın...

- Evet, okumam, kurtulmam lazımdı. İçimden ne geldiyse olduğu gibi yazdım. Benim okumam demek, 2 bin kişilik nüfuslu köyümün hepsinin okuması demek. Çünkü, bizim oralarda okumuş adamın sözü dinlenir. Bana verilen burs başkasına verilse bir kişi okur ama bana verilenle iki bin kişi okur. Çünkü herkes etkilenir benden. Köyümün, bölgemin gençleri benden etkilenir, doğru yolu bulurlar.

İŞ BULAMAZSA DAĞA ÇIKACAK

Her an terör korkusu yaşıyorsunuz...

- Evet. Her an ölebilirsin... Hiçbir şey belli değil, ağzımdan kötü bir söz çıksa vururlar. Terör, gelişmenin önündeki en büyük engel. Yatırıma da, okumaya da en büyük engel... "Okulda boykot var, giderseniz formayla yakarız" denirdi. Okumakta kime ne zarar var ki? Ama bazıları buna engel oluyor. Biri konuştu mu sıkıyorlar kafasına. Gençler belli bir yaşa geldikten sonra imkan bulurlarsa okumaya devam eder, bulamazlarsa köyde çalışma imkanı yok. Ya çobanlık yapacak ya da iş bulursa İstanbul'a gidecek. Ama iş bulamazsa da dağa çıkacak.

Geçen yılki mayın patlaması seni çok etkilemiş...

- Evet. Bir gece önce beraber olduğum akrabalarım, arkadaşlarım ertesi sabah kalktığında ölmüştü. Zordu. Okula gittiğimde de bir türlü toparlanmadım. Sürekli çalışıyordum ama korkuyordum da.

Ama şimdi dağ köyünden Boğaz'ın kıyısına geldin. Ne düşünüyorsun?

- Çok mu dua ettik, çok mu istedik, bir türlü inanamıyorum. Bana verilen desteğin karşılığında dünyada bunu duymayan insan kalana kadar çalışacağım. Nam salacağım bilim ve teknolojide.

İngilizce de öğreneceksin...

- Evet. Çocukken Türkçe bilmiyorduk, okula başlayınca öğrendim. Şimdi üç dilim olacak. Belki sonra bir dil daha öğrenirim.

BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. ŞENAY YALÇIN

Başarılı olursa Washington, Lozan ya da Boston'a gider

Vakıf üniversitelerinin önemli sorumlulukları var. Bizde her iki öğrenciden biri burslu. Muhammed'in mektubunu alınca çok etkilendik. Ben de 10 yıl devlet bursuyla okumuş biriyim. Bunun anlamını geldiğini bilirim. Umarım Muhammed bunun karşılığını çalışarak, devlete yararlı olarak ödeyecek. Mektupta beni en çok, "Terör batağından kurtarın" cümlesi etkiledi. Biz şu anda Muhammed'in hayalini gerçekleştirdik. 700 yabancı öğrenci okulumuzda eğitim görüyor. Muhammed burada okurken 30 ülkenin öğrencisiyle tanışma, kaynaşma, paylaşma imkanı bulacak. Erasmus projelerimizle isterse bir yıl başka bir ülkede okuyabilir. Boston, Lozan ve Washington'da kampuslarımız var. Yeter ki, Muhammed çalışsın, başarılı olursa önüne başka imkanlar da koyarız.

BABASI MEHMET DEMİR

Hâlâ inanamıyorum

Oğlumla gurur duyuyorum. Bu okulu yazdığını duyunca önce kızdık. Ama bizi aradıklarında dokuz evde şenlik oldu. Buraya gelene kadar inanamıyorduk. Hala da inanamıyorum. Dağdan gelip, deniz kenarındaki bu üniversitede okuması hayal sanki.

O MEKTUP

Beni bu terör belasından kurtarın

"Merhabalar... Ben Hakkari'nin Geçitli köyünden Muhammed Cemal Demir. Köyde ve Hakkari Merkezde yaşanan terör olaylarının içinde, köyün Y.İ.B.O sunda okuyarak, Hakkari'de 2007'de açılan Hakkari Fen Lisesi'ni kazandım. Geçen sene köyümde mayın patlaması oldu ve dokuz akrabam gözümün önünde paramparça oldu. Köydeki bir yayla sorunu yüzünden bir komşum silahla öldürüldü. Babam köyde imam, bizi daha iyi şartlarda okutmak için defalarca tayin istedi ama olmadı. Buradan gidemedik. Ortaokuldan lisenin son iki yılına kadar başarılı, tıp beklenen bir öğrenciydim. Bu terör olaylarının verdiği psikolojik sıkıntı içinde sınavlara hazırlanıp geleceğimi kurmaya çalıştım. LYS'den 337 puan aldım, mühendislik okumak tek hayalim olduğu için bütün tercihlerime mühendislik yazdım. Tercih sonucunda Bahçeşehir Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği'ni kazandım. Üniversitenizde okumak, benim için, bu yaşta uzaya çıkmak gibi bir şey. Çok istediğim fakat; bir o kadar da uzak bir hayal. Maddi durumumuz el vermiyor. Siz değerli büyüklerimin halimden anlayacağını umut ediyorum. Beni okutmanız karşılığında gelecekte, size ve ülkeme hayırlı bir evlat olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Benim bu terör bataklığından çıkmama destek olun. Yalvarıyorum, buna çok ihtiyacımız var." www.hurriyet.com.tr