Bu Blogda Ara

17 Kasım 2009 Salı

DOYUMSUZLUK


Hep daha fazlasını istemek...

Bulunduğumuz noktadan daha ileriye gidebilmemiz, bunu önce hayal etmemize,
daha sonra da bu hayali hedefleyerek çaba gösterip, emek vermemize bağlıdır.

Daha fazlasını istemek bir yandan bizim gelişimimizin temelini oluştururken,
diğer yandan bizim yaşamımızı baltalayabilir. İki tip insanın hayatında daha fazlasını istemesi onun yararına değil zararına olacaktır. Elindekilerin kıymetini bilmek veya yetinmek yerine, neye sahip olamadığını soruşturarak yaşayanlar: Huzursuz, kaygılı tiplerdir genelde. Daha çok yakın çevreleriyle ilgilenirler. Konu ne olursa olsun, yakın çevreleriyle gizli bir rekabetleri vardır. Bu yüzden de hiçbir zaman tam huzur bulamazlar. 

Evlerini komşularının eviyle kıyaslar, kendi evlerinin nasıl daha iyi döşenmiş veya daha iyi manzaralı veya daha büyük olduğuyla uğraşırlar. Arabalarını, iş arkadaşlarının arabasıyla kıyaslarlar. Diyorum ya konu önemli değildir, işlerini, eşlerini, hatta kilolarını mukayese ederler. Kendi sahip olduklarını daha iyi veya daha kıymetli algıladıkları sürece problemleri yoktur. Ama huzur bulamazlar, bu noktadan itibaren mutlaka kendilerini kıyaslayacak başka bir çevre bulur ve gene orada yetememelerinin getirdiği sıkıntıyı kendilerine yaşatırlar. Arabasıyla keyifle dolaşacağına, daha hızlısına veya daha üst modeline sahip olamamanın sıkıntısını dillendirir. Evinde camının kenarında sevdikleriyle kahve içeceğine, manzarasının ne tarafa baktığına kafa yorar. Eşinin kendisine sunduklarına şükran hissedeceğine, başka kadınların veya erkeklerin peşinde kendisini harcar.Neyi elde ederse etsin nafiledir. Hiçbir zaman doyumu kalıcı olamaz.

Neye sahip olursa olsun yetinmeyip, her şeye sahip olabilmek adına hırs yapanlar:

Dışarıdan ilk bakıldığında bu gruptaki insanları, hedefleri olan ve kendilerine çizdikleri yolda kararlılıkla ilerleyen insanlar olarak değerlendirebilirsiniz. Gayet karizmatik ve başarılı görünebilirler. Onları, gerçekten başarılı, ilerlemeye açık ve aynı zamanda mutlu olan kişilerden ayıran fark içlerinde bir yerlerde gizli kalmış ve çözülememiş bir öfke duygusunun varlığıdır. İçlerinde taşıdıkları yoğun öfke, doyumlarının katilidir. Öfkeleri, köklerini geçmişlerinden alır. Kimilerinde ki öfke, geçmişte çektikleri acının, itilmişliğin yükü ile gelir, kimilerinde ise beklediği ve arzuladığı sevgiyi görememenin sıkıntısı ile.. Sahip olma eyleminin, içindeki boşluğu dolduracağını (yani aslında yaşadığı öfkeyi dindireceğini) zannederek, müthiş bir hırsa kapılırlar. Sahip olmaya çaba verdikleri ama sahip olduktan sonra eskisi kadar değerli görmedikleri hedeflerin peşinde yaşamlarını geçirirler. Sahip olunmaya çalışılan şey; para, güç, kadın, şöhret, güzellik, aşk, iktidar olabilir. Hangisinin peşinden gidiyorsa; hep daha fazlasını isteyerek, sahip olabilmenin kendisine mutluluk getireceği yanılgısının içinde geçen bir yaşam sahibi olurlar. Sonuçta ne kendileri mutluluk ve doyum yaşayabilmişlerdir, ne de sevenlerine mutlu olma iznini tanımışlardır Yaşam, her iki gruptaki bu kişilere çok önemli bir ders verir. Bu dersi alıp sindirene kadar yaşamlarında bir şeyi değiştirebilmeleri zordur ve o ders ancak yaşamın bir sonu olduğunu ve her zaman varolamayacağımızı anlamaktan geçecektir. Pek çokları için bunu anlamanın belki de tek yolu ölümle yüzleşmek olacaktır. Ne gariptir ki, bunu anlayabilen ve değerlendirebilen insanların önünde ki zaman çok kısıtlıdır.

İşte bu yüzdendir ki; sizler şimdiden hemen bugünden; sahip olma arzunuzun, öfke ve hırslarınızın, doyumsuzluklarınızın üzerinde düşüneceğiniz ve çalışacağınız birkaç saati kendinize ayırınız.

Emin olun ileride hiç pişman olmayacaksınız.

Size içten bir şekilde güzel olduğunuzu söyleyen ,
Suratına kapadığınızda sizi geri arayan ,
Sizin uykuya dalmanızı seyretmek için uyumayan ,
Sizi alnınızdan öpen ,
Size en zor anlarınızda bulutların üstüne çıkarmak isteyen ,
Arkadaşlarının önünde elinizi tutan...

WCM (World Class Manufacturing)


WCM (World Class Manufacturing) 
Dünya Klasinda Üretim NEDİR?

WCM Kaynakları optimize eden ve performansı artıran metodlar serisidir.
İş güvenligi, kalite, verimlilik, çevre ve teslimat alanlarina odaklanarak üretim yetkinligini sürekli iyilestirmeyi hedefleyen sistematik bir yoldur.

WCM’in odaklandığı konular;

Q: Kalite Üretim kalitesini Dünya Çapında en iyi seviyeye ulaştırmak
C: Maliyet İsraf -Kayıpları azaltarak geçiş maliyetini azaltmak ve verimliliği arttırmak
D: Teslimat Müşteri beklentilerini karşılamak için teslimat akış süresini azaltmak
S: İş Güvenliği İş kazalarını sıfırlamak

1. Hangi problemin adreslendirileceğinin tanımlanması

2. Nerede olduğunun belirlenmesi
3. Önceliklendirilmesi
4. Analiz edilmesi ve Doğru Metodun belirlenmesi
5. Gereken maliyetin Ne kadar olduğunun belirlenmesi
6. Çözümün titizlikle uygulanması
7. Sonucun hedef ile karşılaştırılarak değerlendirilmesi

“Devamlı gelişim” ile ilgili bir kültür değişimidir...


WCM Takım çalışmaları

Şeffaflık Disiplin ve istekle iş yapmak
Sürekli Gelişim WCM Kayıpları önlemeye çalışan metodlar serisidir ...

EKİPMAN

1- Arıza kayıpları
2- Start up Kayıpları
3- Hız kayıpları
4- Set up & Ayar
5- Idling & Kısa duruşlar
6- Defects & Rework
7- Shutdown Kayıpları
8- Die, Jig & Tool Kayıpları ENERJİ
9- Enerji Kayıpları INSAN
10- Hareket Kayıpları
11- Ölçüm ve ayar kayıpları
12- Yönetim Kayıpları
13- Hat Organisazyonu
14- Atomasyon eksikliği MALZEME
15- NTM, Konsumablar
16- Yield Kayıpları

Diğer bir deyişle: İŞLETMENİNİ GÜVENİLİRLİĞİNİ ARTIRMAKTIR


WCM Takımları -

Video ye kayıt ve izleme, işletme körlüğü -
Hata Kartları -
5 S (Gruplama, Düzenleme, Temizleme, Standartlaştırma, Devamlı Kılma ) -
Kayıp Kırımımı -
Oditler -

Görsel Konyunikasyon:

WCM Panoları Tek nokta dersleri (Önce ve Sonra)
Bir dakikalık değişim 5 Niçin 4M (Insan, Makina, Metod, Malzeme)
Q Matrix Makro Mikro Analizi Balık Kılçığı
TEE Toplam Ekipman Etkinliği ECRS Elimine, Birleştirme,
Azaltma, Basitleştirme
PM Physical Phnemonan GANT Çartı Yürüme Mesafeleri
Bakım Planı Gözden Geçirme FMEA,
Arıza Modları ve Kritikliği Analizi Sürekli Gelişim Kültürü Kayıplara saldırıp,
onları yokederek üretim maliyetlerini azaltmak
Kaliteyi artırmak
Makina çalışabilirlik süresini artırmak
İş güvenligi seviyesini yükseltmek
Dogaya en az etki
En yüksek takım çalısması

PROBLEM ÇÖZME TEKNİKLERİ


PROBLEM NEDİR?

İstenmeyen durumlardır. Yöneticinin varlık sebebidir. Çözüm bekleyen sorunlardır. Huzursuzluk yaratan durumdur. Yeni bir değişime gösterilen tepkidir. İstenilenin gerçekleşmemesi durumudur. Üstünde düşünülmesi gereken durumdur. Verimliliğin
düşmesine neden olan etkenlerdir. İnsanların zaman içerisinde karsılaştığı olumsuzluklardır. Belirlenmiş şartların oluşumunu engelleyen herhangi bir şeydir... Her ne kadar problem engel gibi görünse de, Problem engel değil hedefe ulaşamamaktır....

PROBLEME DUYARLILIK :
Örgütte bir problemin varlığı, problemin fark edilmesiyle başlar.
Asıl problem ise problemin yol açtığı rahatsızlıktan onu yaratanların değil, başkalarının etkilenmesidir. İnsanlar başkalarının yarattığı problemlere duyarlı iken kendi yarattıkları problemlere karşı duyarsızdırlar. Bazı yöneticiler karşılaştıkları problemleri çözmek yerine onu gizlemeye çalışırlar. Bunun temel nedeni; Problemin getireceği yükün altında kalacakları korkusu, Problemi çözemeyecekleri endişesi, Problemin ortaya konması yönetimin kötü yanını ortaya koyacağı düşüncesidir. Oysaki bir kurumda yaşanan problemler çözülmez ise; çalışanların motivasyonu kırılır, problemden yakınmalar sebebiyle iş yapmaya zaman kalmaz. Problemin tespit edildiği her yerde bir gelişme fırsatı vardır. Bu sebeple problemleri gizlemek yerine çözüm için harekete geçmek gereklidir.

PROBLEM ÇÖZMEDE ADIMLAR:
Problemi çözmeye gereksinim duymak, Bu gereksinimi kurum çapına yaymaktır.
Bir problemin çözümlenebilmesi için öncelikle olumlu bir kurum kültünün olmasını gerektirir.
Bir kurum kültürünün problem çözmeye elverişli olabilmesi için; İyi kurulmuş bir iletişim sistemi, İç ve dış çevrelerden gelen eleştirileri içtenlikle dinleyip, benimseyip gereğini yapabilecek bir yönetimi, Üst yöneticilerin risk üstlenebilen, hata yapmaktan az korkan, yeni düşüncelere açık, denemekten korkmayan ve kurumun etkililiğini artırmak için yenileşmeyi arayan kişiler olmasına, Kurumun problemlerini araştırmak için yeterli kaynağın ayrılmış olmasına ihtiyaç vardır. Problem çözme bilimsel bir araştırmadaki problem çözmeye benzer. Analitik bir süreçtir. Bu süreç içerisinde önce olaylar gözlemlenir. Belli bir durumu oluşturan etmenler ve bunların birbirleriyle ilişkilerine bakılarak niçin ve nasıl bir sonuca gidileceği anlaşılmaya çalışılır.

ÇÖZÜM NEDİR?
Çözüm; hedefe ulaşma durumudur.
Problem çözmede bir çok yol vardır ancak önemli olan en uygun olan yolu seçmektir.

PROBLEM ÇÖZME TEKNİKLERİ
PUKO DÖNGÜSÜ
BEYİN FIRTINASI TEKNİĞİ
6 ŞAPKA MODELİ
PARETO ANALİZİ
GÜÇ KAYNAGI ANALİZİ
VERİ TOPLAMA
SEBEP-SONUÇ(BALIK KILÇIĞI) DİYAGRAMI